Çok nankör kullarınız, affeyle bizi Yarab,
Verilen nimetlere, çok az şükrediyoruz.
Sen bizi affetmezsen, sonumuz olur harap,
Verilen nimetlere, çok az şükrediyoruz.
İnsanoğlu çok nankör, insanoğlu yabani,
İyi yaşamak için daldan dala atlanır,
Mütevekkil olanlar, acılara katlanır,
Hayata gülümseyip, pozitif bakanlara
Sunulan zehir bile, bal olarak tatlanır.
*** (14 Kasım 2012)
Nefsin esiri kula barikatlar neylesin,
Cahil olan sofuya tarikatlar neylesin,
Ebucehil kisveli ene kölelerinin
Kalbi mühürlü ise hakikatlar neylesin.
*** (24 Ocak 2013)
Hatalar takip eder gecemi, gündüzümü,
Bağcıyı dövmek değil, gayem yemek üzümü,
Affetmeyi seversin, ey sevgili Allah’ım,
Arasat meydanında kara etme yüzümü.
*** (24 Mayıs 2013)
Nefsimi, terazinin kefesine gizledim,
Birde kendime baktım, zurnanın son deliği.
İçten yarışanları hayran hayran izledim,
Birde kendime baktım, zurnanın son deliği.
Farklı fikre sahipken, cem olup karışmışlar,
Yürüyelim çocuklar,
Yaşasın! Diye diye.
Çünkü yirmi üç Nisan,
Bize oldu hediye.
Büyük Millet Meclisi,
Elden tutan dost ararken
Yaşlanmaktan korkmuyorum.
Necip bir milletim varken
Yaşlanmaktan korkmuyorum.
Dededen rüzgâr eserde,
Sevgiyi bilmez idim, ittiler Yar’a beni,
Yüreğimi yardılar, ettiler yara beni,
Yaptıkları ezayı yetersiz gördüler ki,
Kenarına götürüp, attılar yara beni,
(28 Aralık 2012 Cinaslı Kafiye)
İyisi-kötüsüyle Eski Yılı dürelim,
Yeni’ye gülümseyip, hayatı güldürelim,
Mutlu, umutlu olup pozitif düşünerek
Bizi, bize düşüren nefreti öldürelim.
*** (31 Aralık 2012)
Gözüne uyku girmez, gece mutfağa geçer,
Buzdolabını açıp, yiyecek bir şey seçer,
Bir şeyler atıştırıp, üstüne soda içer,
Ekmek arası yapıp iştahla yer elmas’ı,
Sorsan der ki “yediğim bir lokma yer elması”
Sevgili abiciğim, bu şiirini okuyunca gençlik yıllarımı hatırladım. Bu şiir sayesinde mahalledeki esnaflardan ve pazarcılardan iyi yardım almıştık... :) Ne güzel günlerdii o günler...