Ağacın yaprağı kurumuş
Yaprağı gazele dönmüş
Rüzgar da vurdukça savrulur
Oradan oraya savrulur
Kuruyan yaprağı elim de
Bizim köyü de kara duman almış
Gören gözler dumanı görmez olmuş
Ateşi yakanlar bırakıp kaçmış
Köyümün üstü de dumanla dolmuş
Nerden çıktı duman bulutsuz hava
Altımda katlarım yatların yok
Benim üstümde katlar kat kat çoktur
Bodrumdan ötesi bana yoktur
Benim üstümde katlar kat kat çoktur
Çeşmede görürüm ben de denizi
Hak ateşini arsana
Arayıp özünde bulsana
Hak ateşiyle de yansana
Yanıp yanıp kavrulsana
Hakkın yolu da doğru yoldur
Ben de geldim bu dünyaya
Dönüşü olmayan yolda
Dönemiyorum geriye
Dönüşü olmayan yolda
Çocuk olup emeklerdim
Dost dost diye de canı gönülden sevdiğim
Saygıda sevgide kusur etmediğim
Başımın üstünde yerim var dediğim
Saygıda sevgide kusur etmediğim
Şu gönül sarayıma da seni almıştım
On dört şubat sevgililer günü
Sevenlerin sevilenlerin günü
On dört şubat aşıkların buluşma günü
Sevenlerin sevilenlerin günü
Çiçekçiden bir çiçek aldım
Her zamanki gibi buluşma yerimize geldim
Şer aldı başını gitti ileri
Mazlum ise yerinde kaldı
Şerdir adı şerliktir işi
Yakar mazlumların canını
Mazlum yaşar sessiz sedasız
Her şeyi de oturup konuşmadık m
Ölçüp bizip teraziye koymadık mı
Terazinin bir gözü ağdırmadı mı
Bu işin sonunu hiç düşünmedin mi
Ayrılalım dedin yar ayrılmadık mı
Yaradılışımız aynı
Bir anadan bir babadan
Yarattı bizi yaradan
Kalksın ayrılık aradan
Önce hepimiz insanız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!