Son durakta bir randevum var benim
Bilmiyorum nerede nasıl olur.
Yaşlandıkça çok hissediyor tenim
Gün be gün bana daha yakın durur.
Adalardan kayıyor güneş
Yavaş, yavaş denizin derinliklerine
Ufukta bulmuş kendine bir eş
Başını koymuş yaslanıyor dizlerine
Öper anlından tepelerin visalini
Üç yıllık bir hayat,
Taze henüz olmadı bayat,
Çok tatlısın Gül Nagehan,
Gel kollarımda yat.
Kömür kömür gözlerine,
Dünya bir anlık hülyadır
Kim anlar kim anlamaz
Gördüğümüz hep rüyadır.
Lakin gönül usanmaz.
Mevsimler birer sayfadır
ÖLÜM ŞARABI
Mağrur nefsim inan zor senin işin,
Ölüm şarabını içersin bir gün.
Gurura kapılıp dönmesin başın,
Ölüm şarabını içersin bir gün.
S O N M E V S İ M
Dökülür sararan yapraklar daldan,
Son mevsim gelince bir gün habersiz.
Can çekişir beden kim anlar halden,
Son mevsim gelince bir gün habersiz.
-----------Merhum Fuat Şengül'e ithafen
O yok artık dönmez daha geriye
Kavuştu belki de en sevgiliye
O yok artık dönmez daha geriye
Pendik’te bir akşamüstü
Gözdağına çıktın mı?
Çevirip de başını,
Şöyle bir denize baktın mı?
Ilgıt ılgıt eserken rüzgâr,
Şu an içimde, bir deniz dalgalanıyor.
Köyümün her yöresini dolaşmak istiyorum
Bütün mazi gözümde canlanıyor.
Doğudan batıya, kuzeyden güneye, koşmak istiyorum.
Nazile’nin Kışladaki, o yüksek taşa çıkıp
Toplanmış ders okur üç beş Müslüman,
Dillerden dökülür en güzel kelam.
Oluşur iç âlemlerde heyecan,
Ayrı bir haz verir bu Nur dersleri.
Kur’an’dan süzülen ışık şualar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!