KÂBE'DE KALDI YÜREĞİM
Asırların ötesinden cehaletin gecesinden,
Geçip bütün devranları, Yarabbi Kâbe’ne geldim.
Hac davetine uyarak, bulutların üzerinden,
Süleyman gibi uçarak, Yarabbi Kâbe’ne geldim.
IHLAMUR ÇİÇEKLERİ
Yine geldi mevsimi,
Açtı ıhlamur çiçekleri.
Altın sarısı rengiyle
Açtı ıhlamur çiçekleri.
Başa gelenler hiç tesadüf değil.
Bunun birde kader ciheti vardır.
O’nun iradesi önünde eğil.
İnsan her şeyi bilir mi sandın?
Kadere teslimim kederden emin.
Geçen güzel günlerin, anısına yaşıyorum.
Her anında ayrı bir lezzet aldığım.
Her dakikasını bir ömürden saydığım.
Geçen güzel günlerin, anısına yaşıyorum.
Güneşin doğuşu başka, batışı başka güzeldi.
Baharı başka güzel, hazanı başka güzeldi.
Sustu dilim,
Lâl olmuş gibiyim.
Kurumuş dudaklarım.
Kıpırdamıyor.
Yüreğim konuşuyor.
Yürekler arasında,
Göğün kapısında kilit,
Açmak için miftah gerek,
Yüreğimde dolu gelgit,
Aşmak için siftah gerek.
Boğazımda düğüm düğüm,
Bazıları bakarken,
Kör pencerelerden.
Bazıları ışık saçar,
Uzaklaşır kirli düşüncelerden,
Ruhları okşayan gecede,
Ölüm aynasında nasıldır insan,
Bedendeki canı nasıl soyarlar.
O anda bilmem ki ne söyler lisan,
Sorgusuz sualsiz kabre koyarlar.
Bilinmez bir günde vade dolarken,
Daha sabaha çok var,
Herkes derin uykuda.
Neler söyleyecekler,
Dinle bak yıldızları.
Sonra gez dolaş biraz,
Ve sen sus bozuk plak,
Durur herkes ayaklarının üzerinde,
Ölümün rengi, daha da beyaz,
Senin gözlerinde,
Zahir, zehir şarapnel parçaları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!