Serpil Çavuşoğlu Şiirleri - Şair Serpil ...

Serpil Çavuşoğlu


Sineme dem düşer, aşkınla yanarım,
Gözlerinle bakıp, cihana şaşarım.
Her sözün meskeni nur ile dolarken,
Ateş içre ben, külü yanan kulum.

Devamını Oku
Serpil Çavuşoğlu

Kaybolmak, bazen var olmaktan daha fazla iz bırakır.

Gece-i Fenâ

Bu gece seher vakti, canım toprağa düştü,
Bu âlemde ruhum sessizce yokluğa göçtü.

Devamını Oku
Serpil Çavuşoğlu

Yine uyuyamıyorum.

Gecenin kör karanlığında kaybolmuş bir ruh gibi yine odama sinsice girip uykularımı çalmışsın.
Çok sevdiğim eski hasır sandığa tüm gündüzleri toplayıp saklamışsın.

Uykusuzlukta kaybolmuş bir körebe gibiyim.

Devamını Oku
Serpil Çavuşoğlu

Ey en güzel yaramın sancısı yâr...

Ben seni, hiçbir göze görünmeyen ama
her nefeste içimde taşan en çılgın baharların haliyle sevdim.

Varlığın, bildiğim her varoluşun ötesinde bir anlam taşır.

Devamını Oku
Serpil Çavuşoğlu

Bu gün de etrafımdaki insanlar
telaşla bir şeylere yetişmek için
koşturup duruyorlar,
Akşam olunca
herkes kendi yarasını toplayıp
sonunda evine varıyor.

Devamını Oku
Serpil Çavuşoğlu

Yazmak, seni unutamamanın en sessiz hali belki de…
Çünkü susmak artık beni ikna etmiyor.

Merak ediyorum seni…
Şu an hangi sokakta yürüyorsun?
Hangi düşüncelerle yüzün gölgeleniyor,

Devamını Oku
Serpil Çavuşoğlu

Geceyi giyindim suskun akşamlarda,
Hoyrat dalgalar savurdu adımı karanlığa,
Ellerim, boşluğun soğuk yüzüne değdi,
İçimde dondu kalan son sıcaklık,
Bir avuç pembe hayale tutunmak isterken
Saçlarım bile çok kırıldılar.

Devamını Oku
Serpil Çavuşoğlu

Bana gönderdiğin son fotoğrafta
saçların siyah bir şalın üzerine
yığılır gibi düşmüştü.
Kırgınlık; saçlarının ucuna kadar dökülmüştü.

Ama bilirim:

Devamını Oku
Serpil Çavuşoğlu

Sen, bana hiç söylemediğin cümlelerin en şahane sessizliğiydin.
Dilime gelmeden önce seni, bir mecnunun kaybolan gölgesinden içime sığdırdım.
Ve ben, gözlerimi kapattığımda, parmağımı acıtan bir dikenin sancılı anlamını o an içimde hissettim.

Aşk, acının yavaşça ruhuma sızması değilmiş;
kaybolan bir parçanın, yeniden doğmaya başlamasıymış.

Devamını Oku
Serpil Çavuşoğlu

Lütfen uzat şakağını bana doğru.

Ben o derin şakaklarını: Alnının teri, hüznün cevheri ve en büyük kızgınlıklarının yüzüne vuran dehlizlerini gösterdiği için sevdim.

O çizgiler ki, bir maden işçisinin hasretle aldığı derin nefes gibiydi. Güneşe çıkınca da "çok şükür bu günde nefes aldım" dedirtirdi.

Devamını Oku