Hangi zamanın sonu burası
Sonraki dakika son olunca
Şimdiki ilk mi olacak ki
Gözlerim kapalı yazdım bu şiiri
Uykusuz bedenime inat
Bir şehrin ortası, tam ortası,
Denizin en derin olduğu noktası gibi ortası...
Paslanmış çapa'nı
Ellerini parçalayıp kanatmak
Yüreğini dağlamak pahasına
gitmeler'e yandı gönül
'gitme! 'lere varmadı dil
tutmaya uzanıp da değemedi
öpmeye eğilip de kıyamadı
yandı gönül
yokluğun indi geceye
vuruştum
isyan kaldı gözyaşı
gözlerinsizlik baş kaldırdı
ve kayıplarda rengi
eski kavuşmuşluğun
kızgınlığım bu kuru kara parçasına değil,
şu denizsiz, haki rengi kokuna da değil,
her şeyine eyvallah,
soğuğuna bile...
ama beni bu sırça bedende
sahipsiz sanıp da
harcı acı
tuğlaları sevda bu duvarın
bir yanında yâr
öbür yanında naaşım
bu vurgunun kalemi bıçak
Boşluğa tutulup
Sana tutundum sanmakmış
Seni bilmekmiş gerçek.
Seni son sanmakmış bendeki gençlik telaşı.
Tıpkı annem gibi,
Annem gibi yanıldım.
yaşamın köşeli, doğrusal akışı
yumuşak sarmal zamana saplanınca
doğrular mı bükülür,
zaman mı incinirdi yoksa
bana gelen tüm yollarda?
yaşamın geometrisi
amacım olmasa sevgin,
olmasa arzum nefesinde solumak,
yaşanmaz bu bekleyiş.
yaşayamaz bu erdemli tavır yokluğuna rağmen.
yokluğuna meydan okuyan bu his
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!