dün, bugündü,
bugün de yarın.
yarın ise yine bugün olacak.
yaşanmakta olan
ne dün,
sensiz gecenin içinde olmayan bir ben vardı
olmayışımın günahını geceye yazdı sensizlik
olmayışının bedelini bana ödetti gece
sonra irkildi sensiz ben
ve
başladı yazmaya küskün elleriyle
günaydın dalgalar prensi,
kayalardaki yosun,
dudağımda tuz,
günaydın!
gözyaşım gölgem günaydın!
bu şehri rüzgar gezer geceleri
balıkçıların motor sesi
rüzgarın dokunduğu yaprağın kikirdemesi
kırıtır sahil caddelerinde
sokak lambaları bekçi
Bir hırsız var gecelerimde...
Rüyalarım çalınmış,
uykularım kundakçılarda.
Bir hırsız var
Haram düşlerde uyuyan,
Sıcak ve ılık bastığım toprakta,
Bastığım kuru topraklarda bırak pamuğunun gölgesini.
Uçup giden çiçek tohumlarını
Savur rüzgarınla verimsiz toprağıma
Sonra ağla,
Sonra sevgi üfle
Senin göğüne hiç akşamlar inmez mi be adam?
Öyle aydınlık, öyle pırıl pırıl geceler iner ki akşamın geç saatlerinde göğe, göz kırpar pırlantaları, ışıl ışıl, şıkır şıkır elbiseler giyer geceleri gökyüzü.
Göğüne gece çöküp de donatmaz mı pırlantadan yıldızları bakışlarının deydiği anları, göz kırpmazlar mı sana? Yoksa senin güzel gecelerin yok mu? Küstürdün mü onları?
Be adam, senin sabahlarına güneş doğmaz mı? Işığı gözünü kamaştırıp da utanmaz mısın kaçırdığın doğumlara?
Şöyle sıcacık, ateş rengi güneşler doğar sabahlara. Adını Tan Yeri koyarım her merhaba deyişinde bana. İçini ısıtmaya, denizi parlatmaya, günü aydınlatmaya gelir o.
Rüzgar eşliğinde deniz süzülüyordu odama,
Buyur ettim.
Sesi dışarıda kalmış
Onu da aldık içeriye.
Kokusu çantasındaymış,
Açıverdi kapağını.
Bir adamı sevmek doğmak gibidir,
İlk nefes ciğerini yakar, ürkersin.
Sevgiyle anne kucaklar sıcacık,
Yatıştırır paniklemiş yüreciği,
Süt kokusu sakinleştirir.
Emeklemek gerekir yürümek için,
-
Açık camdan odama dolarken
Gecenin o loş ışığı
Ve serin esintisi Ege’nin,
Yüreğimde yankı buldu
Kadife pürüzsüzlüğündeki sesin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!