Bilmezmiyim sanıyorsun,sözleri süsleyip önüne koymayı,
Sel sel olup akıtamazmıyım içimdeki sancıları,dizelere,
Dilimiz,edebimiz ve erkanımız yol vermez,set olur bize,
Anlatmak istediklerimizi,tenhada söyleriz sevdiğimize.
Kafasını secdeye koyamayan aşkı bulmuş temelli,
Duy da inanma lafı gerek olur derken yerini sevdi belli
Hayvani dürtülerin, dürttüğü güdülere takılmış akıl besbelli,
Yaratandan habersiz, perhizine lahana turşusu katılmış terelelli.
Bir ağacı kökünden budadılar,
Yüzyıl direndi tohum toprakta,
Işığını kestiler, kökünü kazıdılar,
Yeşertti Rahman, yine o toprakta.
Sevgi dile muhtaç bırakılmış,
Heyecan duyuranlara, gıptalık sarmış,
Görülmez olmuş gözlerde gerçek, yalan almış,
Devran döner iken, edebi derdest eden, çöle salmış.
Deyişler koysan ortaya kim inanmış,
Şairler köşklerinde yaşar kimseler bilmez,
Gönlün alabildiğince odalar, sayıya gelmez,
Duygularının sahipleri yaşar içleri görünmez,
Sabah olunca hangisinde konaklamış bilinmez.
Heceden koridorlar, taşlara takılıp düşmez,
Tuhafım,
Zamanın bulutları ağır, yüreğimde,
Kalmamla, gitmem kendimden kaçıyor,
Acılı görüntüler bazen yakmıyor ruhumu,
Kelimeleri farklı yazıyor kalemim, bilmiyorum.
Yazmak zamanı geliyor artık ufaktan,
Her derdi atmalı yüksekten derinlere,
Kadere ram olabilmekmiş işin aslı,
Yol tutturup türkü söylemek geliyor içimden.
Türkü söylemek zamanıdır artık avazın çıktığınca,
Kaskatı olmuş ruhu çözmenin vaktidir,bu gelen başımıza,
Çaresi yok bu dertlerin,dermanı Hak'tan başkasında arama,
Gönül ne yaman bir kuşmuşsun,kırıldı konduğun dallar altında.
Bir şiir olsan,yazsam seni gönlüme,
Anlaşılmasan,bir ben,bir benim bilsem,
En nadide kelimeleri,yaşatsam yüreğine,
Tut ellerinden yalnızlığımın,tut ki son bulsun.
Yazmak istemiyorum,nedense gelmiyor içimden,
Sussam diyorum içimin halsiz koyan,çığlıklarına inat,
Ne yana dönsem bir tebessüm,bir coşku,bir iltifat,
Ben mi tutkuluyum övülmelere,yoksa sahte mi insanlar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!