Saat 2:30 ve gönül peronda
Raylarda ayrılığın sesi
Gözlerini bıraktım arkamda
Saat 2:30 herkesın anlayacagı birdilde
Benim bilmediğim bir yerde
Ucuz bir veda
Dili olsa gözlerimin
Karşısında fırtınalar erir.
Ey yüreğim kaderini gözyaşlarınla yıka
Bu savaşı kaleminle devir
Unutma ki bahar yağmurların omuzlarında gelir...
Akşam üstü kızıl güneşte tüm sözleri bir yağma
Sen olmazların la ver sende hükmü gıyabımda
Beni attığın ateşlerde şimdi gönül
Rüzgarı sağır eden bir yağmur gibi gözleri ağma
Karşılıksız edimlerinde diyorsun ki ahde vefa
Yalnızlık dediğin şey bir kıvılcımla başlar avuçlarında tutuşmaya .
Alevinde aşkı ararsın.
Sıcaklığını gözlerinde .
duyurmak ve duymak onu
eski resimlerin sesinde.
Kalemim kağıda sevdalı idi
Ben ise sana
Ne güzel yazılırdık
Bir kalemden düşsek aynı kağıda.
bir siyasi yasaklının mühürlü kalbinde sakladığı hükümlü duygular gibi sevdim seni
hani telsiz seslerinin geceyi bir bıçak gibi kestiği anlarda ürperir ya için
hani kelepçelere sürgünmüşçesine suçludur ya gözlerin
işte öyle
siren seslerinde patlak veren isyanın mağduriyetinde
Hangi sevdalar yasaksa ben o sevdaların hududunda bir asi
Yığılmış korkularda biriken kan damlasıyım
Bir bulutun omuzlarından sökülen gözyaşımla
Aralanmış düşlerin infazında tüm sözlerimin arkasındayım
İnsan değil yıl gün beklemez
Nedir o halde bıkmadan uzattığın şey
Seslenseydim sesime ses verirdi
Senin hava, su, toprak diye bildiğin şey
Ağaçları koştururdu yazdıklarım
Yıldız bu kuzey imden esen
İçinde kokunun ılıklığı
Üzerimde dağınıklığı
Neler neler var ruhumda ah bir bilsen
Bilinmez korkuların haklılığı
Kalemimin aşka aşkın sana yatkınlığı
Yer galeyanda
Cenk sulha çatıyor
Sukut vuku bulsa da
Gökte yıldızlar yanıyor
Kavuşmak marazda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!