Güne batan uykularımın ince ufku
Ah be arzularımın dingin yorgunluğu
Ak saçlarımın altında saklı çocukluğu
Nasıl unuturum
Gözlerinin gözlerime attığı o son nutku
Bir dönüm noktasıydı umduğum şey
Yaşamdan noksanı biraz kendini önemsemesi
Vaktinde gelmeyene geç denir hep
Bir pusunun içinde kahpe pişmanlığı
Ne can sıkıcı bir karşılaşmadır bu
Tırnaklarımın avuçlarıma açtığı parantezlerin içinde sakladım seni
Gönlümün lisanında dublaj yapılmamış orijinal sesimde
Ömür perdelerimin ilk sahnelerinde bırakırken yenilmeyi
Gönül sarhoş ıssızlığın bedbahtında
İsyan divanının kebir dergahında
Püskülü kurumuş yazgım saçak
Bir damlana muhtaç kurnalarda
Dilim nahoş bir lisanın adabında
HAZAN YOLU-1
İşte gidiyorsun gitmem dediğin yere
Tahta bir kayık insan seli üstünde
Hani malın mülkün telaşın nerde?
Gelirde seni kurtarır mı sandın?
Biz hep böyle İstanbul un kavuşamayan iki yakası gibi mi olacağız
Yoksa bir arada yaşamaya bir türlü alışamamış
Farklı kültürlerin insanı gibi mi kalacağız
İki kalp olduğumuzu düşünsek her şeyden önce
Birbirine yabancı olmasına rağmen
Her umut bir yolculuktu
Her yolculuk bir amaç ve her amaç hak edilmeye muhtaçtı.
Çok ucuz olsalar bile
Değerliydi
Çünkü yanlış seçimler zamanımdan değil
Hayatımdan çalınan ezgilerdi.
Yıkık köşklerden duyulur mu lavanta kokusu
Kırık pencerelerden beklenir mi
Kimlerin değse duvarlara dokusu
Anlar bir gün mutlaka döneceğimi
Kalmayacak bu hesap çünkü mahşere
Gözlerinde olacak gözlerimin korkusu
Hani şarkılar anlamını yitirir ya bazen
Bazen sadece nefesin doldurur ya nokta noktalarını
Hani başka hiçbir şeye ve hiç kimseye ihtiyacın yokmuş gibi
İşte öyle
Anlamsızlıklarıma anlam verecek bir söz bekliyorum senden
Oyun oynamak için çok büyüktük
Gerçekleri kabullenmek içinse küçük
Nereye varmaktı amacımız
Gurura tutunduk ziyana sürüldük
Serdar KURT
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!