şimdi.. mahkeme salonundayim hayatın
yargılanması gereken duyguların şahidi olarak...
uzaklıkların hiç sayılarak geçildiği
faşist kentlerin bile sevildiği bir mevsimde..
günün ilk müşterisiydim belki..
İki kişinin bile sığmadığı dünyada
Anlatıcı olmak düştü payıma..
Kapatarak gözlerimi..
Okumaya başladım
Kimselerin bilmediklerini…
Bembeyazım...
İçim üşür.. dışım üşür...
Sen ise uzaktan izlersin beni
Replikler peşinde koşan
Koşuşturan bir seyirci gibi...
kaç zamandır sol yanım dayanılmaz acılarda
zamansız inen sektelere dayanamıyorum
bir elim ile yumruklamak geliyor aklıma bağrımı
diğer elim ile engelliyorum... incinesin istemiyorum! !
yaşadıklarımdan öğrendiklerimdi
-ekin'e...-
üşüyordum....
karlarda yavaş yavaş kaybolan dostluk izleri
ve umuda dair bir sis ti bu kent kaplayan
ben ise..
ayaklarımın esiri olmuş beynim ile erişilmez bir savaştaydım
- Kelimeler takılır imbatın ardına
Şair kendine bir söz verir
Göç başlar..Söz biter..
Tüm ihtilaller keşkelere yenilir..-
Yenilgilerimin sığınacağı
vuruldu bir kuş..
barut kokan bir günün ilk saatlerinde..
düştü yere..
bütün güzelliği ile..
sahi..
kuşlar vurulmak için mi yaşar
Şu anda sen...
Sesimin ulaşamadığı derinliklerde,
Şu anda sen...
Karacadağın diğer yüzünün eteklerindesin.
Günlerin acılara tutsak,
Gecelerin hasretlere gebe.
Seni Mardin gibi seviyorum sevgili..
Sabahın ilk saatlerinde
Anlatılmaz bir heyecan ile uyanır gibi..
Yeniden çocuk olup
Büyümemek için inat eder gibi..
Büyüdükçe çocukluğuma duyduğum özlemler
Şimdi birer nefret
O demde anlatılanlar
Birer yalan oluyor tutulmaz bir hızla.
Anladım ki o devrin masalları yalan
Yeryüzünde bir bu masal
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!