Dümdüz gitmeli
suratlarına basa basa..,
gökden düşmüş ayaklarla.
Kavurup geçmeli
dillerini yaka yaka
yalan susmuş bakışlarla..
Lügatını söyler dilin,
o en güzel dilin.
Dilin alfabesinde
en güzel şeydir
bana dediğin.
Bana, “benim” dediğin.
Hiçbirşeyim kalmadı.
Kırmızı bisikletim vardı üç tekerlekli
komşu çocukları kırdı.
Misketlerim yeşil, mavi..
Onları annem attı.
Uslanma hiç,hep deli kal
Büyüme sakın,çocuk kal
Es deli deli hep böyle kal
Sen harmanında sevdanın
Tüken toz toz, savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Kışa girdi günler
değişti rengi (yer) yüzünün
hüznün..
taşa değdi ellerim,
yüreğine..
Sokakların hırlayışı,köpek dalaşları
badem çiçeklerinin
merhabasıyla karışıyor son kış günlerine
Saman,toz,ter
ne kadar uzaksa yeşile
Selam gelmez,
ses etmez çınarlar suskunluğuma
yoksunluğuma.
Nereye kaçarsan kaç
orada bulur seni yalnızlık.
Pıhtılaşmış bir bakış kaldı ardımda
Bir çam ağacı uzantısı
Telefon zili.
Bir kanaviçe işlemesi,
Ayak ağrısı
Yürüterek geldim ben buraya
içimdeki kötürüm umutları(mı) bile
Hangi dağdan fışkırsam
orda tuttu bileklerimden parasızlığım.
Hangi bileğe uzansam
ayaklarım toprağa gömüldü
Güçlü bir şair. Dünya şairler birliği grubuna beklerim
www.gunduzkitabevi.com.tr