Üsküdar Zeynep Kamil; bebek kokusu gibi,
Eskimez sokakları, kumaş dokusu gibi...
Canlı Karacaahmet, bağrında can topluyor,
Serviler sallandıkça, dersin; yürek hopluyor.
Bakkalın gül yağını, döküverdi papağan.
Dayak yedi o yüzden, başı kel oldu bir an.
Kellik bir yana dursun, konuşamaz oldu kuş.
Düşünceye daldı hep, papağan oldu baykuş.
Sesim, sözüm, gözüm, nazımsın benim.
Üstüne titrenen, kızımsın benim.
Mısrada okunan, yazımsın benim.
Evdeki nağmeye, sazımsın benim.
Yaramı sağaltan, sızımsın benim.
Yol aldım yol verdim, hekim olasın...
Sonunu düşünmemek, cehaletin adıdır;
Ahirete inanmak, bu dünyanın tadıdır.
Tatların en güzeli, imandır tutar başı;
Zatın mukadderatı, kişinin muradıdır.
Adaletli insanlar, dostluğa olur hakim,
Mutemir olanın da, gözü hep hacda olur.
Tavaf ki doyum olmaz, gönül miracda olur.
Safa- Merve arası, zemzeme yolculukken,
Çöl kumu sanki pişen, kızgın bir sacda olur...
Melid bilirim ki, Türkçe bal olur
Kayısı da baldır, petek dal olur
Melita'dan beri, canım Malatya
Çiçeği rengarenk, alı al olur.
Çiçeği rengarenk, alı al olur
Tecde'yi görürüm, her bir taşında
Sanki hazinemdir, gever başında
Suların gözünde, gözün yaşında
Hayata bakarım, canım Malatya.
Ya adem demişsin, ya birer insan,
Aklı mükemmeldir, dünyası lisan.
Dünya ki midedir, ezipte tozar;
Boğazı İstanbul, lezzeti NİSAN...
Bozulmayan ezber, taşır utancı,
Olguyu da bilirim, algıyı da bilirim,
Ruhuma hitap eden, çalgıyı da bilirim...
Şakırdayan bir müzik; meşkten meşke söz alır,
Küllenen her ateşten, parça parça köz alır.
Her dem taze olanın, rengi hiç solmaz derler.
Aklen müsrif olanın, haznesi dolmaz derler.
İtidalli yaşayıp, nesline de sahip ol;
Nüfusu olmayanın, nüfuzu olmaz derler...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!