zama bak zama
yol yaptık
baksınıza
tüneller aydınlık olsun da
deniz yollarında
tren yollarında
Okuyamıyorum
Yazılanları çizilenleri
Anlayamıyorum
Konuşulanları
Ayaklar
Prangalı
Bilekte kelepçe
Ziverbey’de işkence
12 mart
Türkiye
ne lüzum var,
gitme öteye.
çıkarıp kafatasının içinden,
atmadılar mı mermiyi önüne...
özgürlük diye...
bu alçaklar, bu kahpenin dölleri,
Su der,
her dere aktım,
bütün kabahat bende.
ağaç bende yetişti,
onunu ateşinde yandım.
Ne zaman tadacağım
Yaşama sevincini?
Bir kuş,
Bir kedi,
Güneşleyen köpek gibi…
Gülsem de
Taksim Gezi Parkı Üzerine Notlar
Küçükler;
Elbette küçük düşünür,
Bunlar
Hain olurlar çoğu kez.
Bazen vatansız olarak çıkarlar karşımıza.
Duvarlar kana boyandı
Hava kan doldu
Ve
Süre sözü kayboldu
Özgürlük üstüne yazarken…
Herkes onu seviyordu
Döner tekerleri zamanın
Görünmez raylar üstünde
Mırıldanır aynı şarkıyı
Dopdolu gerçeklerle…
İnsanlar raylar altında
Raylar altında insanlar sağır…
Şiir, sadece yaşam… Onda gerçekler öyle yoğunluk kazanır ki, Bazen bulutların dile gelişi bile hayal olmaktan çıkar. Sadece ve sadece gerçeklerle örülür duvarları şiirin. Ki bu duvarın, gerek harcı, gerek tuğlası ve de bu duvarı yapan usta, öylesine önemlidir ki, çünkü şiir imal edilirken hiçbir eksikliği kabullenmez. Bunda da haklıdır. Eğer böyle olmasa idi evrenselliğini çağlar boyu koruyabilir miydi? Şiir, asırlarca insanların en yakın iletişim aracı olmuş ve hala bu madde çağında bile şiir dendi mi hemen, hemen ilgilenmeyen (maddeleşmiş ruhlar hariç) yok gibidir. İşte şiirin evrenselliği buradan kaynaklanmaktadır. Şiir sayesinde insanlar duygularını daha net ve korkusuzca açığa vururlar. İlk defa bir şiir kitabı okurken, mısraların nasıl benliğimi kendilerine çektiğini fark ettim. Ki bu duygu hala kendini korumaktadır. Şiir dendi mi, piyasası belli şeylerin ötesini görmek gerekir. Çünkü gerçekte şiir kendisini öyle gizler ki o tıpkı denizler altındaki batık gemilerde saklı hazineler gibidir. İşte şiirin en ilginç ve en yüce yanı bu olsa gerek. O, kendisini hiçbir zaman piyasaya kabule zorlamaz. O kıymeti bilinmeyen bir mücevher gibi kendini kendisiyle özdeşleştirmiş, kendini yeni bir yüceliş için hazırlamaya uğraşan kuyumcuyu bekler ve bu bekleyişte hiç sabırsız davranmaz. Zaten sabırdır şiirin yüceliğini tayin eden faktör. Öyle ki tüm şairler, hiç bir zaman şiirlerinin hepsini yazamamışlardır. Onlar rüzgara, yağmura daha doğrusu en güzel şiirlerini havaya söylemişlerdir. Ki o sesler gök kubbede çınlar, çınlar, çınlar…
kutlarım hayatın acı acayip yönleri çok duyarlı kaleme sağlık. rabbim rezillikten ırak eylesin P:PEHLİVAN
kutlarım güzel anlamlı bir şiir okudum tam puan ben PERİHAN PEHLİVAN her yorumda başka ad çıkıyor az önce başka şiirlere yorum yaptım sizin isminiz çıktı şimdi size yorum yapıyorum bu seferde başkasının ismini görüyorum on günü aşkın antoloji bu işi düzeltemedi.
anlamlı olmuş. sevgive ayrılık güzel vurgulanmış. kaleme sağlık.Perihan Pehlivan.