Sebahattin Kömürlü Şiirleri - Şair Sebah ...

Sebahattin Kömürlü

binlerce kez gördüm Tanrıyı
utangaç bir görünümü vardı
yumuktu gözleri
susmayı seviyordu
son kez gördüğümde onu
benim gibi ağlıyordu...

Devamını Oku
Sebahattin Kömürlü

intikam
alınıyordu
dallarda yapraklardan
yollarda
yolculardan

Devamını Oku
Sebahattin Kömürlü

Yıl 1934, o dönemde Milli Eğitim Bakanlığı Ulus'tadır. Bakan ise Niğdeli Abidin ÖZMEN'dir. Bakan, makamında çalışmaktadır. Kapı çalınır. Bakanın gür sesi: "Giriniz! " Atatürk'ün yaverlerinden biri, yanında iki çocukla makama girerler. Konuklara yer gösterir ve zarfı açar. Atatürk'ten gelen bir mektuptur bu: "Bay Abidin ÖZMEN, Milli

Eğitim Bakanı..." Abidin ÖZMEN zarfı özenle

açar ve mektubu dikkatle okur: "Yaver Bey'le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocukları, uygun göreceğiniz bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırın..." Bu, Atatürk'ün bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir. Bakan ÖZMEN, Orta Öğretim Genel Müdürünü çağırtır ve şu direktifi verir: "Yaver Bey'in yanındaki bu iki çocuğun evrakını alınız ve bu çocukların Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının veli ve ödeyen hanesine Atatürk'ün ismini yazdırarak bana getiriniz." der. Bakanın emri yerine getirilmiştir. Abidin ÖZMEN de kısa bir mektup yazarak Yaver Bey'le Atatürk'e yollar. Mektubun içeriği şöyledir:
"Muhterem Atatürk, Yaver Bey'le göndermiş olduğunuz iki çocuk hakkında emirlerinizi aldım. Ancak, arkasında Türkiye Cumhuriyeti' nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk gibi biri bulunduğu için; bu çocuğu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. Bu nedenle her iki çocuğunda emirleriniz gereği Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzları ek'te takdim ediyorum..."

Devamını Oku
Sebahattin Kömürlü

Tecavüz bir suç mudur? Bu soru yalın hali ile ele alındığında elbette suçtur.
Tecavüz, bir tarafın karşı tarafa zorla giriştiği bir saldırı veya bir cinsin karşı cinse zorla cinsi münasebette bulunmasıdır. Ki bu elbette ağır bir suçtur. Bazen tecavüze uğrayan taraf tecavüzcünün tecavüzünü gönüllü olarak da kabullenir. Dikkat edilmesi gereken, tecavüzün boyutu ne? Yukarıdaki tanımda tecavüz eden ve tecavüze uğrayan sınırlı iki taraflı bir olaydan bahsedilmektedir. Ki tecavüz eylemi eylem bittiğinde de bitmez. Tecavüze uğrayan bu tecavüzün sıkıntılarını ömür boyu bir travma olarak hem bedeninde hem de ruhunda yaşar. Tecavüz eden, tecavüzünün zevkin anlata-anlata bitiremez. Hatta tecavüzcü tecavüzlerini aynı denek üzerinde çok kere alışkanlık haline de getirir, getirebilir. Hata tecavüzcü, tecavüzlerini aynı denek üzerinde sürdürürken, başka deneklere de tecavüzle tecavüz eylemini sürdürür. Ta ki belasını veya cezasını bulana kadar. Bu konu hakkında daha çok yazılıp çizile bilir. Birde para babalarının kanuni (parayla) tecavüzleri vardır. Ki onlar paralarının vermiş olduğu güçle kendi akranları dışında sübyancı olarak kanunlara uygun tecavüzlerde bulunurlar, o pislik duygularını tatmin yoluna giderler. Ki bunların da cezası yok gibidir. Alan veren memnun gibidir. Denek hariç. Tüm bu tecavüzlerin boyutu dikkat edilirse sınırlıdır. Bir veya birkaç kişi ile olay hitam eder. En büyük tecavüzcü hayatı boyunca 100 kişi ye tecavüz eder diyelim… Ama öyle bir tecavüz düşünün ki ne tecavüz eden belli, nede tecavüze uğrayanlar. En korkunç tecavüz de bu olsa gerek.Yani tecavüze uğrayanlar tecavüze uğradıklarının farkında değiller. Bu anlamda, bir ülke düşünün ki geçmiş tüm birikimleri satılığa çıkarılmış, birey ve de bireyler bu birikimlerde benim, atalarımın ve de gelecek nesillerimin, nesillerimizin hakkı var dediği veya diyemediği halde satılıyor ise buradaki tecavüzün boyutu nasıl ve hangi ölçeklerle tespit edilecek. Bu tür tecavüzlerin yansımaları (ekonomik, sosyal, kültürel vs) nasıl belirlenecek. Ayni şekilde ülkenin eğitiminde yapılan anlık değişikliklerden kaynaklanan eşitsizliklerde bir büyük tecavüz değilmidir. Köy enstütülerinin kapatılması ile bu ülke insanlarının geçmişten bu güne geleceğine ve geçmişine tecavüz edilmemişmidir? Tecavüzün çıplak anlamda ele alınması yerine toplum bilincine bu tür gizli tecavüzlerin ne kadar önem arz ettiği artık vurgulanmalıdır. Hal bu iken 0.10 enflasyon var deyip 0.60 zamlarla, ki bu zamlar (su, doğalgaz, vs) la temel giderler olduğu da buralardaki tecavüzlerin boyutunu her seferinde tam olarak ortaya koymak gerek. 8 kg’lık bir buğday la 1 kğ mazot alındığında bu durumda köylünün tecavüze uğramadığı söylene bilinir mi? Burada çifçiden anlamamız gereken salt çiftçi olmamalı. Çiftçinin ana babası, çocukları, akrabaları tecavüzden gereken paylarını almışlardır. Bu tür tecavüzler tüm topluma yöneliktir. Zaten tecavüze uğrayan toplumların sağlıklı düşüne bildiği de çok su kaldırır. Toplumu Tecavüze uğratan kişi ve kişiler yaptıkları her eyleme kendilerince bir yasal kılıf hazırlarlar ki bu, bu toplumların meclislerinden bu tür kanunlar rahatlıkla geçer.
Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanamadığı bir ülkede gerekli eğitimi alamayanlar elbette ki eğitilmişler tarafından yönetilmeleri dolayısı ile yönetim adı altında tecavüze uğrayacaklardır. Çünki bu eğitilmişler tüm köprü başlarını tutarak kanunları ve nizamları anayasaları kendi menfaat ve çıkarları doğrultusun da düzenlerler. Bu da şu ters soruyu doğurmakta, okumuşlar hainmi dir? Tecavüzcümüdür? Topluma ihanet mi etmektedirler? Buna bu tür ortamlarda rahatlıkla evet diye biliriz. Ne var ki burada kullanılan evet bir aldatmacadan ibarettir. Burada kasıt okumuşun ı-okuduğunda neyi nasıl niçin okuduğudur. Eğer bir maliye bakanı satılan KİT’lerle ilgili bir soruya “babamın malı gibi satarım” diyorsa işte bu tür okumuşlar haindir, tecavüzcüdür. Ancak okumuş ve bu soruyu soran da kahramandır. İşte gerçek ve cezalandırılması gereken tecavüzcüler bu tür tecavüzcülerdir. Ha bu tür tecavüzcülere verilmesi gereken örnekler: S. Demirel’in Kemal Ilıcak ile ilgili bir arazi için “ verdimse ben verdim” demesi. İsmet İnönü’ ABD ile yaptığı ikili antlaşmalar. Turgut Özal’ın yaptığı tüm özelleştirmeler. Tayyip Erdoğan’ın “gemi var gemicik var” demesi. Daha binlerce örnekler vermek mümkün.
Demem o ki tecavüzcüler gerçek boyutları ile ele alınmalı ve de anlatılmalı. Okullarda bir nolu ders olarak bu konu okutulmalı. Ki çocuklarımız gelecekte uğrayacakları tecavüzlerden ve de bu tür tecavüzlerden kurtulmanın yolunu bulsunlar.

Devamını Oku
Sebahattin Kömürlü

Neden bindin hüzün yüklü gemiye?
Nasıl çıktın okyanusa korkmadan?
Elbet parçalanır, yırtılır yelken
Tüm direkler yıkılır üstümüze…
Hangi tekne dayanır bu boraya?

Devamını Oku
Sebahattin Kömürlü

Sönmüş ışıkları şehrin,
Eser, bir rüzgar serin,
Hasretle uyanan gönülleri,
Çaresi,
Sessizliğin,
Ta kendisi.

Devamını Oku
Sebahattin Kömürlü

zaten yoktun
avunmak mümkün mü
yokluğunla...
dağda şelale çağlama da
çölde kum
yanma da

Devamını Oku
Sebahattin Kömürlü

SONSUZA ATILAN ADIM



Yorulun cu,
Yorulun cu…

Devamını Oku
Sebahattin Kömürlü

zaten yoktun
avunmak mümkün mü
yokluğunla...
dağda şelale çağlama da
çölde kum
yanma da

Devamını Oku
Sebahattin Kömürlü

Soyundu ruhum
Çırılçıplak
Sana gelen yollarda
Tükendi umutlarım
Kalbimde ne bir acı
Ne

Devamını Oku