beni öyle bir yere götür ki
geri dönmek mümkün olmasın,
hatta mümkünse
indirdiğin yeri
kimseye söyleme.
ve kadı dedi ki!
hiç düşünmeden
''sanığın uhde'sinden atılmasına
ve müebbeten
sürgününe....''
kalın ve siyah bir kitabın sayfalarını
hani o
aşk şiirleri var ya,
gerçekten yaşanmış
anabel'lee gibi.
bizim kerem'in avareliği
bübül'ün gül'e söylediği,
onunla yaşıtta değildik aslında
en az
üç dört yaş büyüktü benden..
ama düşünce olarak
yani fikir bazında
kardeş sayılırdık.
neden ''ayrılık''dendiğinde
akla ilk gelen
tiren dir?
ve
neden orda hep
gözyaşı vardır.
çünkü; ayaklarında postal vardır
çiğnediği yıldız dağıdır
karamandır,
kavşaktır,
buzdur,
kaymışdır da düşmüştür
seni öyle sevdim
öyle sevdim ki,
kimseye sevgi kalmadı.
artık seni kimse sevemez
çünki!
bütün sevgiler
birgün eğer aklına gelirsem,
o güzel günleri yad edip geçersin
yerime başkasını koymak istersen,
resmime son kez bakıp yakar geçersin.
karşına her çıkan benzerse bana,
küçücük kutu gibi bir evimiz vardı,
pencereleri denize bakardı
gece olsun istemezdim hiç..
bir an önce güneş doğsun diye dua eder
bir gözüm açık uyurdum.
adım ''yanlız''olmalıydı,
nerde bir boşluk
bir tenha
ben hep orda.
kaderimden mi bilmem'de
organik bozukluktan değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!