Yalnızlık Benim Mutluluk Oyunumdur
...
Aşk artık
Denizleri kurur mu hiç çemberinde
Uykusunu yazan bir kadının?
Toprağı hür,
Göklerin yıldızı,
Okyanuslara dolu bir şiir.
On
Evimin gizli mabedinden,
Asra bedel olan kıyısından,
Köşesinden, şahin bakışının
inceliğinden,
Sesinin suskunluğundan,
Unuttuğum ikiler
Dün bir, bugün iki
İkidir iki —
İki kere iki
On iki, yirmi iki
Anlamam ben Tanrı’dan, tanrıçadan
Ne tapınırım ne dua ederim
Gece şahım, gündüz kefenim
cehennemse payım,
şiirle mühürlüyüm.
Şayet ölürsem—
Sen Tanrı olsaydın—tövbeler olsun ki—
Yanlışlık eseri,
Kesin yıldızları altından yapardın.
Sol kınında uçuklatan sevinçler,
belki omuzuna saygın insanların yaslanırdı.
Cilveli bir tevazuya bürünürdün,
Hep aynı melodramda seyr-i sefa,
Kimine babasının gölgesi yeter,
Kimi için yatı, sağ olsundu oysa,
Kiminin içinde hiç melek görmedim.
Beğenilmek hoşuna gidiyor senin,
Tutulmak genlerinde var.
Rengârenk huzurun,
Bir tebessüm — mola gibi.
Çözdüm yavrum, senin her yerini;
Anlayışının hastasıyım.
Rüzgarın kızı, bir adımdan kaybolan...
Marmara'nın kızıl yelkenlisi Rozemary!
Sözlerine değer veriyor olmam —
ölümüne seyirci kalacağım anlamına gelmez,
senin gölgenin altında büyümedim ben.
Artık biliyorum
hangi acının iliklerimi sızlattığını,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!