bir yer biliyorum...
eli böğründe durur,
hiç kıpırdamadan —
zamana dikilmiş bir taş gibi.
baktığım her köşe
Biliyorum.
Günlük tutmalıyım.
Tutmazsam da içimde bir yerlerde zaten yazılıyor.
Sayfalara değil, gözlerimin altındaki çizgilere,
Saçlarımdaki kırıklara,
Geceleri yastığa bakarken aklıma düşen cümlelere.
Bilmem adından başka bir isim.
Tanımam. Görmem.
Bilmem; yaşamakla,
Yaşıyor muyum?
Evet...
daha ilk gördüğünde,
otuzlarına yakınmış,
küçük dilini yutacak kadar
çok korktuğunu
henüz yeni öğrendiği
küçük dilin olduğunu
Zamanım, şeytanları boşamakla geçiyor.
Yüreğimde çapsız barınaklardan kalan aşk kırıntıları —
Gelişigüzel pürüzlükler.
Ve yüzümde, sahiciliğini yitirmiş
bahtsız insanlar için ağlıyorum.
Sen, sevmeyi ilk ne zaman bıraktın?
Hangi yolların kıyısında
Hangi şehirlerin taş duvarları arasında unuttun?
Şimdi, gökyüzü sessiz ve sabırsız bir kadın gibi bekliyor,
Ama ben artık beklemiyorum.
Bir gün beklemekten yorulursun,
Ertesi gün geç kalmaktan...
Ölmesi koymuyor insana, ama
Keşke morga kaldırmasalar adamı.
Bir kötü yanı olsaydı belki de,
Doğuştan sünnetli çocuklara benzer
intiharlara süslenişim.
İnsanların suçlarını düşündüğümde
aklıma hep korkaklıkları gelir.
Psişik güçler halinde
İçimden bir çocuk gitmekte,
Bir kuyuya düşüyor, derin,
Beni terk ettiğini düşünüyor,
Beni terk ettiğini.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!