İşçinin günlüğü (5)
Seni düşündüm de bu akşam yine
Gözlerinle baktığın her yer
Hasretle sarıldığın her şey olmak istedim
İşçinin günlüğü (5)
Bir insanı sevmenin/ gülümsemenin
Ve aşkın güzelliğiyle…
Seni düşündüm de dün akşam yine
Dünyayı en çok sevdiğim zaman
Seni dünyalar kadar sevdiğim zamandır
Geceleri en çok sevdiğim zaman
Ay ışığının yüzünde gezindiği zamandır
Dünyayı en çok sevdiğim zaman
Seni dünyalar kadar sevdiğim zamandır
Geceleri en çok sevdiğim zaman
Ay ışığının yüzüne döküldüğü zamandır
Gözleri bir içim şiir
Gözleri gurbet, gözleri hasret
Gözleri ümitli bir aşk sahnesi
Gözleri sevinç
Gözleri kavuşmak kadar güzel olan
Umudum
Mis gibi dünya kokuyorum;
Toprak, gökyüzü, deniz…/ ağaç, su ve ateş…
Mis gibi dünya kokuyorum;
Yağmur oluyorum, küçük bir çukurda küçük bir göl
Akan ırmak, taşan sel…
Hiçbir şeyimiz de yok değil;
Bakışınca; göz göze değen gözlerimiz
Kurutmadıysak; saksıda camgüzeli çiçeğimiz
Sevince-sevilince; aşkımız
El ele değince; acemi çıraklar gibi terli ve tutuşmaya beceriksiz ellerimiz
Gülünce; yüzümüze yakışan bi dünya gülüşümüz
Gülüşün bahar
Dalında yaprak oluyorum… Dalında yeşil… Dalında çiçek
Ne kadar ağaç… Ne kadar çiçek… Ne kadar çok yapraksın öyle
Bana gülmekten vazgeçme…
Bakışın afyon
-Cebimde beş kuruşum yok-
“Bütün masraflar benden” diye haykırıp
Oyuncakçı dükkânına dalan filler gibi
Canımızı kıranların dükkânına bi güzel dalıp
Ve sakarlığıma denk getirip
Büyük bir patırtı ve gürültüyle
Cemal Süreya’ya çok şiir sıcaklığında
Açlık ve yokluk nedir? “Bütün kara parçalarında Afrika dâhil” *
Sözün bittiği… Dilin sözden utandığı yer…
Suskun anne, ıssız baba
Düşümüzü parçalayan çocuk




-
Berat Madenkuyu
Tüm Yorumlarçok iyi