Ey Hekim,vurdun neşteri hızlıca canıma.
Akıttın sızan kan bağrımdan uzuvlarıma .
Hissediyorum acıyı musallat oldu bana.
Deva uğruna yattı bu gün bıçaklar altına.
İnler,uyumaz fakat şekva uğramadı ona.
Felekten damlayan mürekkebin libas giydiği aydı Eylül.
Gecesi Süreyya yıldızlarıyla dizilmiş hurinin boynundan dökülen incilerdi.
Her dökülen mühre,fecri ışıl ışıl aydınlatıyordu.
Kevkeb nuruyla destek veriyor gök gündüzdeydi.
Fecri kazif,fecri sadığa büyük bir arzuyla feda ediyordu.
Minareden ezan sesi,dünden kalma gözlerle mor halkalar perdesindeydi.
Sütten beyaz,baldan tatlı sen Eylül,
Bir telaş varki sen de ayaktasın zorlu günlere.
Karınca misali herkesler,yok ağustos zemheriye
Hazan derler adına,tebessümsün kışlara.
Kilerler dolup taşar,oturup yersin soğuk aylara.
Ey;yüreğimin tarlasına karış karış nakş edilmiş tohum,
Ey;zihnimin bağında ve bahçesinde filizlenmiş fidan,
Ey;gözlerimin gülşeninde elvan elvan kokular saçan çiçek,
Ey;ruhumun bostanında mesken,leziz mi leziz meyve,
Ey;vitrinlerde gülümseyen binbirgece masalı,
Ey;cennetten sızan kadehime boşalan şarap,
Ezbere biliyorum,
sana ait her ayrıntıyı.
Şayet bir gün,
yazma ihtiyacı hissedersem!
Yürek kalemiyle yazarım,
zihin yapraklarına.
Simandaki esintiyi fark ettin mi?
Hani;
Ağustos sonu Eylül başı buğday tarlalarını biçmeye giden işçilerin kavurucu sıcakta yel essede az serinlesek dedikleri meltem yeli siman.
Gözlerindeki bahar güneşini fark ettin mi?
Seni anlatıyorum,felsefe ve mantığa.
İki cihanadır başkası haram olsun bana.
Felsefe dedi ki duygun bir yoldur sana.
Mantık,kabul görmedi,seveceksin o olmasada?
Ters dedi mantık,karşılıklı olmalı sağlam sevda.
Ber,behr ve asiman gülümsüyordu bana.
Şems,kamer,necm ışıklar saçıyordu cihanda.
Fezada gök cisimleri yörüngelerinde ilerliyordu nizamla.
Atmosferdeki elementlerin oranı yaşamsal dengede.
Zühre yıldızından yansıyan münir,fer oluyordu simama.
Hani;
Bir fidan verilir ya elimize körpece,
Alırız parmaklarımıza naifçe evirip çevirip,
Ekmeli nazenini verimli bir toprağa,
Merak edilir ne çıkar karşımıza?
Ama bilmeli emek,ekmek vermeli;
Çaresizlikler içinde çare arayan.
Korkulu gözlerle teslimiyet sağlayan.
Muammalara ,piramitlere haps olan.
Vakti makbuldur, helak edilecek dünyalıkların.
Ölüm kalım ilişkisiyle girdaplarda yaşayan.
Siz gibi Üstadlar bu güzel kelamları almak şiir kadar elzemdir.Her bir kelamıza tekrar tekrar teşekkür ederim efendim.
Şiir yazmak, şiirle haşir neşir olmak ne güzel
ilham periniz sizi hiç bırakmasın, umduğunuz dağlara kar yağmasın.
Pek değerli hocam,müteşekkir bıraktınız.
Her bir kelaminiza ayrı ayrı şükranlarımı arz ederim...