Sekerat anında dile gelen kelimeyi şehadet.
Sıratı koşarcasına karşıya geçiren selamet.
Mahşer kızıl kıymetinin serin gölgesi.
Amel defterimin ön sağdan verilmesi.
Münker ve Nekire verilen soruların cevabı.
Mizan terazisinin ağır basan hasenâtı.
Çayı demledim koydum babamın önüne.
Doldurdum bir bardak,buyur baba.
Kuzum,dök çaydana anneni çağır bana.
Otur karşıma hanım sevginden doldur bardağa.
Yemek hazırladım sofraya usulünce.
Yaşadığım en uzun geceydi bu gece.
Sabah olacak mı kendimi atayım caddeye.
Midemin asiti kesinti veriyordu nefesime.
Ardinsira dizilmiş öksürük kesintiydi sese.
Yutkununca acı dağiliyordu boğaz içime.
Nedeni sormam uzaklaşırım kendisine.
Tam göbeğinde Kevenli köyü, cevizin içi.
Köprüden geçersin kekik kokusu sarar her yeri.
Şırıl şırıl su sesi,köprü altında kaynak parıltısı.
İnersin aşağıya tadı damaklarda abı hayat.
Sarmaşıklar sarmış sarmalamış ağaç ve bitkileri...
Yılların yetimi gizlendi yine kara gecelere.
Düşündükçe düşünüyor,yüzüyor dipsiz derinlere.
Herkesler uyurken uyanık,uyanıkken uyuyor gündüzlere.
Nedendir insanlara görünmeme sebebi biline?
Çekti rutubetli havayı darbeli sinesine.
Yamuk teli düzelttikçe,çekiç darbeleri yedi hayallerim.
Morardı yüreğimin kan kırmızı,mis kokulu diri gülleri.
Saatlerimi akıttım dere boyu,çorak bozkırlar uğruna.
Molaz yığınından kurtulmam toz dumandı, öksüren ruhuma.
Yükseldi çölden esen isli fırtınanın asi kum taneleri.
Mavi entarili,beyaz puantiyeli semanın bedenine.
Ey Hekim,vurdun neşteri hızlıca canıma.
Akıttın sızan kan bağrımdan uzuvlarıma .
Hissediyorum acıyı musallat oldu bana.
Deva uğruna yattı bu gün bıçaklar altına.
İnler,uyumaz fakat şekva uğramadı ona.
Felekten damlayan mürekkebin libas giydiği aydı Eylül.
Gecesi Süreyya yıldızlarıyla dizilmiş hurinin boynundan dökülen incilerdi.
Her dökülen mühre,fecri ışıl ışıl aydınlatıyordu.
Kevkeb nuruyla destek veriyor gök gündüzdeydi.
Fecri kazif,fecri sadığa büyük bir arzuyla feda ediyordu.
Minareden ezan sesi,dünden kalma gözlerle mor halkalar perdesindeydi.
Sütten beyaz,baldan tatlı sen Eylül,
Bir telaş varki sen de ayaktasın zorlu günlere.
Karınca misali herkesler,yok ağustos zemheriye
Hazan derler adına,tebessümsün kışlara.
Kilerler dolup taşar,oturup yersin soğuk aylara.
Ey;yüreğimin tarlasına karış karış nakş edilmiş tohum,
Ey;zihnimin bağında ve bahçesinde filizlenmiş fidan,
Ey;gözlerimin gülşeninde elvan elvan kokular saçan çiçek,
Ey;ruhumun bostanında mesken,leziz mi leziz meyve,
Ey;vitrinlerde gülümseyen binbirgece masalı,
Ey;cennetten sızan kadehime boşalan şarap,
Siz gibi Üstadlar bu güzel kelamları almak şiir kadar elzemdir.Her bir kelamıza tekrar tekrar teşekkür ederim efendim.
Şiir yazmak, şiirle haşir neşir olmak ne güzel
ilham periniz sizi hiç bırakmasın, umduğunuz dağlara kar yağmasın.
Pek değerli hocam,müteşekkir bıraktınız.
Her bir kelaminiza ayrı ayrı şükranlarımı arz ederim...