İlkbahar gelmiş mayıs olmuş ne hoştur neşvesi
Erguvânîdir bu mevsim şehr-i aşkın kisvesi
Bir güzel sevdâ alır bir aşk sarar İstanbul’u
Anlatır dünyâya hâlis aşkı baldır şîvesi
Güneş ışığı vurur, gözü mesrûr nergisin
Bir rûyâya uyanır, yüzü mesrûr nergisin
Feleklerin seyrinde, işi ne canla tenle
Sevdânın esrârıyla özü mesrûr nergisin
Yadlardan geçip seni seçsem ne var?
Bengisuyu elinden içsem ne var?
Yokluğunu düşünmem mümkün değil
Ben yokluğa düşmüşsem, hiçsem ne var?
İşitsin cümle âlemler, Rasûlullâh nidâ eyler
Saâdettir bu da’vet, ol Nebî bir hoş sadâ eyler
Duyulmuştur bu kudsî çağrı mü’minlerce tâ içten
Seven kalbler, bu aşk uğrunda çok canlar fedâ eyler
Temiz aşkınla ağlarsam bu akşam yâr ne nîmettir
Bu aşk her gönle bir ihsân u şândır yâr ne devlettir
Uzaklar hep yakın olsun berâber eylesin Mevlâ
Mübârek sözlerinden ayrı kalmak yâr ne gurbettir
Niyâzımdır büyük Rabbim Senin sonsuz Celâlinden
İnanmışlar ırak olsun şu dünyânın melâlinden
Habîbin ümmetinden sen uzak et hırs u isrâfı
Tamahtan eyle ârî, rızkı ihsân et helâlinden
Selâm ey yâr güzeldir, hem yolun hem yoldaşın nûrdur
Coşar aşktan, akar Allâh için hep gözyaşın nûrdur
Mücevherlerle süslenmiş gülistandır temiz kalbin
O cennetsin ki sen, hep toprağın nûrdur taşın nûrdur
Sevdim seni âlemlere nûrlar getiren yâr
Sen müjdeledin kalblere Cennet’te sevinç var
Her gönle sürûr doldu nidâ eylediğin dem
Sevgiyle selâm etmede ey yâr sana canlar
Özlerin özü sevgi nûru özündür nûr-yâr
Sevgine eren her şey senin cüzündür nûr-yâr
Varlık nûrunun aynası olmuş güzelliğin
Güneşlere aydınlık veren yüzündür nûr-yâr
Sevdalılar gelin bu işi tamâm edelim
Ölsek de durmayalım, yola devâm edelim
Bitmez tükenmez ızdırablarla kıvransak da
Şikâyet neymiş, kendimize harâm edelim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!