Sayburc'un çiçekleri
Yakıyor yürekleri
Muradına kavuşmaz
Görmeden gerçekleri
Sayburc'un çiçekleri
Sayburç derdi artiyor bile
Neşe huzur yok yüzü güle
Sahiplenecek yok getirsin dile
Tarihe yazılmaz dert ile çile
Bülbüller aşıktır çiçeğe aşıktır güle
Bu topraklarda yaşayanlar bilir
Bu yokuşları aşanlar bilir
Bu ağır yükü taşıyanlar bilir
Bu Sayburç derdine düşenler bilir
Sayburçta düşeni, kalkanlar bilir
Bahar geldi yeşerdi Sayburç gülleri
Dalında kaldı açmiyor püskülleri
Çiceği burnunda yaprak açmadı gülleri
Bir zalim derdi var birde kederi
Püskülleri açarsa Sayburç gülleri
Sayburç gülleri sarı
Görmedim sevdim yari
Bilmem nasıl vuruldum
Beterinde beteri
Sayburç gülü kayada
Büyüklerimiz ekin biçer
Sağlıkçılar yoldan geçer
Bütün işçiler bir tasta su içer
Doktor derki biz gelinceye kadar
Bunların hepsi kefen giyer
Ne Sayburç belli ne kurulalı
Seni sevdim seveli gönlüm yaralı
Göğsüme vura vura aşmış kuralı
Sinemi delmişim gönlüm yaralı
Ne Saybuç belli ne kurulalı
Gel hele ağlama sayburçlu kızı
Zaten derdim çok ağlatma bizi
Alnına çizilmiş kalemin izi
Körolsun şeytanın o diğer gözü
Gelinlik giymiş sayburçlu kızı
Sayburçluyum, sayburçluyum.
Sevdim, sevmesem suçluyum.
Saramam ince belini.
Ramazandır, oruçluyum.
Sayburçluyuz, sayburçluyuz.
Bize çevrilen bu dolaba,
Başımıza örülen çoraba,
Osmanlı da büyük kasaba,
Bin dokuz yüzlerde haraba.
Sana vurgunum, Sayburç, yine merhaba!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!