İşte sana göğsüm açık bağrım açık
Dağla, ölümüm bile sana yanaşık
İşte kalbim işte sinsi hançer açık saçık
Mızrak ol saplan azrail ol karşıma çık
Neresinden bakmak lazım hakim bey
Acayip karmaşık ve revize bir şey
Hani bir diktörgenin kenarı her zaman dikey
Bir silindirin yüzeyi her zaman dış bükey
Ama matematik ölçerdi hani hakim bey
Ben ömrümü;
Yaşamadan yaşlandığım bütün ömrümü
Hiç kimseyle paylaşmadığım varlığımı
Yağmurlarda baldırı çıplak dolaştığım çocukluğumu
Yarılan taze ekmeğin buğusunda seninle paylaşmıştım
Kendine çok güveniyor
Senden başkasını umursamadan dolaşıyorsun
Attığın adımları sadece kendin için atıyorsun
Hesaplara boğulmuş hayatın dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanıyorsun
İşini yürütmek için bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesi güdüyorsun
Kimi esti geçti yel gibi
Kimi yıktı geçti sel gibi
Kimi yaktı geçti çöl gibi
Bir kül kaldı benden geri
Ben başladığım yerde kaldım
Yüreğinin gittiği yere götür yelken aç yarınlara
Bir daha dönüş olmasın aynı limanlara
Bir nota olalım hiç bilinmeyen şarkılarda
Dalgalar eşlik etsin uzayıp giden ufuklara
Ama beni de anla atma okumadan kenara
Oturmuşum sahilde
Güneş batımı seferlerde
Beni bekleme gözüm
Belki gelmem gelemem
İçimde akşamdan kalma bir sarhoş
Yıllardır bu süren bu çarpık düzeni
Gücsüzü gördümü böcek gibi ezeni
Sömüreni hortumu ve sömürüleni
Kanını emip sülük gibi süzeni
Yükün altında hunharca katledeni
Bazen durgun bazen sürgünsün
Bazen suskun bazen yorgunsun
Kollarin iki yanda yuzun bezgin
Dolanip durursun ezgin ezgin
Bir sıcacık yuva ve çorba dersin
Bizde bu yollarda ezildik be usta
Bir gün gezmedik göğsümüz kabara kabara
Bir sen mi küçük görüldün bir sen mi kaba
Söyle bana bir senmisin fukara
Ama biz senin gibi yoksulluğun altına sığınmadık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!