Akşam oldu şiirleri sensiz okuma zamanı geldi yine
Derdin ki ne zaman içindekileri yazarsan o zaman büyük şair olursun
Oldum galiba ama içimde sen yoksun.
G/özümden akıp giderken yıllar film şeridi misali izlerdim seni
Kaçak oynuyorsun diyorsun biliyorum
Korkuyorum bir çocuk gibi
Çaresizce sana sığınmam, sana koşmam bu yüzden
Ölümden korkmam
Ölümü beş sefer yaşadım
Onlarla ayrı zamanlarda beş sefer öldüm.
Düşünürüm onları
Gezmek mi, anlatmak mı, anlamak mı lazım seni yazmak için?
Kahretsin ki ben şair değilim
Senin kadar güzel bir insana benzetme yapmadan yazamıyorum.
Belki de gerçek şairim, kelimelerim senin kadar güzel olmasa da
İçinde sen olduğun için güzelleşiyor.
Şimdi tekrar seni sana benzeteceğim yazgım olan şiirde…
Aşkı öldürdün mü, hayır bunu yapamazsın
Senin için çekilen filmleri, yazılan senaryoları öldüremezsin.
Ağlar Meral Okay, ağlar yalnızlıktaki bir çocuk
Sonra sen ağlarsın gözlerindeki yaşlar Anka kuşundan süzülür
Yazılan şiirlerden sen doğarsın tıpkı Fahriye Abla misali…
Bir şiir yazılırken,
Giriş nasıl olsun diye düşünmez hiçbir şair.
Kimi şair yazmak için yazar,
Kimi şair ise okunsun diye yazar
Ben ise, ne yazmak için yazarım ne de okunsun diye
Yazarım yalnızca...
Korkuyorum bir çocuk gibi
Çaresizce sana sığınmam, sana koşmam bu yüzden
Ölümden korkmam
Ölümü beş sefer yaşadım
Onlarla ayrı zamanlarda beş sefer öldüm.
Düşünürüm onları
Yine sen olacaksın bu şiirimde bir de abuk sabuk kelimeler
Çünkü ben üstün ırk şairim sen ise bu aşkın Azrail’isin
Bir yazara göre bir kadınmış Azrail.
Haya yolu ise tavlaymış
Zarlar ise Azrail ile oyununu belirlermiş
Senin ile benim oyunumuz gibi…
Sen…
Seni yazdım kelimelerce
Severek hayalimin içinde hayalimi aradığım sen.
Sen bence Matruşka bebeği gibisin
Bende kelimelerde seni tamamlayan çocuk.
En ufak bebek aşk olsun
Kim bilir belki Ebru sanatı ustasıyımdır
Ve bir kağıda seni resmediyorumdur.
Bir de hatıralarımızı
Bilirsin ebru yapmak
Hayatın içinde seni yaşamak ile eş değerdi
Yani çok zor.
Bizim de çocukça oyunlarımız, sevdalarımız vardı.
Mesela saklambaç
Ben her zaman ki gibi ukala bir tavırla sorardım.
Kimden neden saklanıyoruz
Saklanmak için mi bu dünyaya geldik?
Diye sorularım uzayıp giderdi.
Harikasınız üstadım...