Paraf (Son İmza)
Her son yeni bir başlangıçları doğururdu
Yeni dostluklar yeni arkadaşlıklar hatta yeni aşklar
Ve yeni şiirler…
Yazdıklarım neydi aşk mıydı sevda mıydı bunca acılar içinde,
Hayat bana son bir oyun mu oynuyor?
Kusura Bakma
Bu kaçıncı sitem dolu sözcüklerle bezenmiş şiir
Bu kaçıncı ayrılış, bu kaçıncı sensiz içtiğim Kibariyeli içkiler.
Alıştık artık dert çekmeye diyor bak sözcüklerim
Ağlıyor bir yanımda beyaz sayfa bir de kalem ve
Sana yazmaya çalışan ellerim.:.
Zaman bir şey gösteriyor ki sen ile ben bir bütünüz artık
O kadar insan geldi geçti hayatımızdan sen ile ben hiç ayrılmadık.
Bilinmez yöne savruldular ötekiler belki de seni, beni kıskandılar.
Kıskanılacak neyimiz vardı bilinmez bizim için fakat
Onlar için çok şeyi ifade ediyordu.
Yüreğimizdeki insanlara verdiğimiz sevgi
Çanakkale geçilmez dediler ve hakikaten geçilmemişti
Anladılar savaşta yenemeyecekleri şanlı Osmanlı Ordusunu
Osmanlı diyorum bakın size
Bizim şimdi yapamadığımız birleşmeyi Osmanlı Devleti yapmıştır Çanakkale’de
Alevi’si, Sünni’si, Kürt’ü, Türk’ü, Çerkez’i, Yörük’ü bir vatan için can verdiler
Ve Anzak Baş Konsolosu ile önderimiz M.K. Atatürk arasında şu sözlere neden olmuştur.
Ne zaman bir şiire başlasam aklıma sen bir de masallar gelir
Nerede biter bilinmez çünkü yazan bir efsane ise;
O şiir efsanevi güzelliği anlatır da o yüzden
Yazar yazar durmaksızın yazar
Yüreğindeki ateş külletmek ister küllenmez ama
Yazdıkça Anka kuşu misali olur yüreği
İçimdeki kelimeler birikti
Seni öylesine severdim ki inanamazdım kıskanırdım
Kendimden nefret ederdim ama ne yapayım ki kıskanırdım ölesiye.
Kıskançlık bilirsin ki ölümle bile sonlanırdı benim şimdiki halim gibi…
Sesini duyan kulakları kesmek isterdim, kanlarıyla senin resmini yapmak,
Taparcasına izlemek isterdim senin eşsiz gönlümdeki güzelliğini…
Ses, biz insanlara verilmiş en büyük armağandır
Bir de görsellik eklendiği zaman değmeyin keyfine o zaman insanların
Kim bilir ne naralar atıldı bir şarkıyı söyleyen bayan için.
Ya da perdenin arkasında hayal ederek dinlenildi Safiye Ayla misali
Ya o güzelim 80' li diziler de aşık olunmadı mı Bruce Willis’e kadınlar Alev Sezer sayesinde…
Şiirler, filmler aynıdır ve her ikisi de hayal ürünüdür
Bazen düşünüyorum da filmler mi bizim geleceğimizi belirliyor diye
1999 depremini üç sene önce bilmediler mi film yapımcıları
Ya da Irak’ın yönetiminin değişeceğini
O zaman anladım ki beyaz perde kara oyunun bir parçası olmuş.
İnsanların geçmişten ders çıkarmadan yaşadığı olayları gün ışığına çıkartan
Çünkü İstanbul’da daha önce de deprem olmuştu yedi şiddetinde
Yıldıza Kuşanır Geceler
Ölmek için mi yaratıldık yoksa yaşamak için mi?
Vakti gelince tabii ki ölecek insan,
Bunu kader çizgimize işlemiş Yaradan.
İnsan bu ikilem içinde zorlanıyor
başka göz ile bakıyor dünyasına,
Derya olmak mı yoksa deryanın içinde bir damla olmak mı daha zor söyle üstad?
Söyle ki bitsin Yusuf’un çektiği çile
Oysa ben de insandım benim de bir kalbim vardı bir de…
Umutlar vardı umutsuz aşkı isteyen
Kör kuyularda gördüğüm Züleyha’nın iftirası mıydı?
Yoksa gerçek aşk mıydı söyle üstad?
Harikasınız üstadım...