Korku
Bu akşamüstü uzun süreden beridir ilk defa sensiz çay içtim çay bahçesinde, ağlamak geldi içimden korktu yüreğim. Sığınacak bir liman aradı kelimelerden isyan edecek gibi oldu dilim, cehennemden korktu bedenim. Oysa seni tanımadan öncesine kadar bir tek korkum vardı o da yazamamaktı.
İnsan neden korkar bu zaaf mıdır yoksa hissiyat mıdır bilemiyorum. Bilimsel bir açıklaması vardır elbet. Belki de insanı dış etkenler korkak olmayı zorlamıştır ilk başta annelerimiz babalarımız sonra etrafımız daha sonra kutsa olan her şey...
Bin bir gece masallarını anlatan sendin bende dinleyendim
Her zaman iyilerin kazandığı kötülerin kaybettiiği
İyi kötü karakterler yoktur aslında
Bizim hayal gücümüz belirler iyi kötü karakterleri
Benim sana yazdığım gibi...
Kadınlarla alay etmedim sadece sevdim. Kimi esmerdi, kimi kumraldı, içlerinde lezbiyen olanı bile vardı. Kimdi bilmem belki de o sensindir belki de hiç kimsedir bayan ölüm.
Sana neden bayan ölüm diyorlar bilmezdim ama şu an biliyorum öldürmek için yaratılmışsın sen Azrail'in kopyasısın. Timsah gözyaşları döküyorsun öldürdüklerinin ardından. Sana bu haller çok yakışıyor çılgınca ama bu bir gerçek, hayat gibi gerçek senin duyguların kadar yalan. Belki de sende beni çeken de budur.
Bayan ölüm, ölümüm senin elinden olmalı diyor nasıl olsa ölmeyecek miyiz bari seksi bir bayanın elinden olsun diyor insanlar. Hal bu ki Tanrı ile alay edilmez. Sen kendini Tanrı olarak gördüğüne göre seninle de alay edilmez.
Bilmezdim yazmasını seni tanımadan öncesine kadar
Yazmak aşka sevdaya yazılmak gibi gelirdi
Yazmak ünlü birkaç şairlerin alıntısıydı benim için
Çünkü yazılan aşk ile sevdayı
Tekrar yazmaya ne kelime haznem yeterdi
Ne de bu yürekteki aşk...
Picasso’nun tablosunda
Abidin Dino’nun mutluluğunu görmektir hayat.
Rüyalar şehrinde
Aşk ile sevdayı yazmakmış seninle
Fakat İstanbul senin kadar masum değil.
Nefsimizin ret ettiği duygulara nefret denir. Tiksintiyle başlar ve nefret ile devam eder. İnsanoğlu bu duyguya kin adı vermişse de bunun diğer ismi nefrettir. İnsan neden nefret eder birden mi çıkar bu duygu yoksa yıllara dayanan iç dünyasında biriktirdiği olumsuz olaylar mıdır? Onu bırakalım ruh ve sinir hastalıkları uzmanı olan doktorlara...
Şunu anlamam hiçbir zaman, ruh nasıl hasta olur ki veya ateşi mi çıkar ya da öksürür mü, hapşırır mı nasıl tedavi olur insanın ruhu? Akıl var mıdır onu da merak ederim beyni çalışmayanlara akılsız mı denir? O zaman aşıkların ve şairlerin beyni yoktur ve yüreğine aşk girdiğinden beriidir aklı da tatile çıkmıştır.
Bugün yine şair bozuntusu yanım nefret ile uyandı baktı hayata söyle seslendi. Hayat senden nefret ediyorum hatta hayat kavramını oluşturan her şeyden Tanrıdan bile...
Hüzünlenmemeli aslında senin kendi düşüncelerinde yarattığın aşk için
Ağlayıpta gözlerindeki inci tanesini boşuna akıtmamalı
İçin için sönmüş ateşi tekrar yakmamalı kahrolmamalı düşlerin için
O senin olmayacak ki...
Puzzle
Hayat ne garip dün sen vardın yanımda bugün ise yoksun
Ne değişti hayatımda hiçbir şey
Yine ukalayım, yine saçlarım uzun, yine sensiz bu yazdığım şiirler
Ve yine küpe takıyorum fakat bu sefer anlamını bilerek.
''Gemliğe doğru denizi göreceksin sakın şaşırma...'' demiş Orhan Veli
Bu sözü ne akla hikmet demiş bilmiyorum ama bir gerçek var ki;
Deniz yerine aşkı görürsen deseydi daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Sessiz, renksiz ilk sinemalar hayal ederek renklendirirdik
Hatta o büyülü beyaz perdenin içindeki oyuncularının yerine koyardık kendimizi
Kimimiz Ekrem Bora olurduk, vur Ekrem Bora diyerek veya
Cüneyt Arkın olurduk Kara Murat benim diyerek.
Onlarla heyecanlanırdık, onlarla duygulanırdık
Ve onlarla hayatın ne kadar güzel olduğunu anlardık
Harikasınız üstadım...