Metruk mahaldeki servi kökleri
Anlar ölülerin hazin yerinden
Ölüler inletir arzı gökleri
Dehşeti dinletir sessiz derinden
Geceleyin parlar mezar taşları
Bembeyaz elbise örter üstünü
Ve bir gün bedenin sarılacak ey!
Deli dolu yaşam sona erecek,
Toprak mezar olup yarılacak ey!
Ne yazın bellidir ne de bu kışın
Sıcağında senin buz gibi soğuk
Yüzüme yalancı nankör bakışın
Ey benim ömrümü sürdüren soluk
Dönüyor feleğin umutla çarkı
Durma daha soyun bu kadar yetmez
Aç bakalım aç sen aç terbiyesiz
Söylenenler sana hiç mi kâr etmez
Kaç bakalım kaç sen kaç terbiyesiz
Daha günahlara fazla girmeden
Ölümün yaşı yok unutma sakın
Yalancı dünyaya gönül vermeden
Ölümün yaşı yok unutma sakın
Bir köşede suskun, kendi halinde,
Yaşadım dürüstçe, vicdanım rahat.
Üzmeden kimseyi ben hiçbir günde,
Yaşadım dürüstçe, vicdanım rahat.
Ne mala ne mülke gönül vermişim,
Görünüşü cennet olan yüzündür
Dünyadan kaybolan solan izindir
Bırakıp gittin bu yaman hüzündür
Beni saran candan eser yok artık
Ve o heyecandan eser yok artık
Verildi o acı haberin sustum,
Vurup kıranların çağı başlıyor.
Nereye bu yolun? Nereye dostum?
Yorgun zamanların çağı başlıyor.
Eğlencemiz bitti, masamız bomboş,
Yaz ey şair yaz tüm yoksul halkını
Acı çeken zulüm görenleri yaz
Bir tarafta zengin züppeler oynar
Bir tarafta şehit törenleri yaz
Ne bayrağım iner ne ezan diner
Son Türk bu dünyada durana kadar
Bu sevdamız aşkla döner de döner
Allah'a Nebi'ye Kuran'a kadar
Davasız töresiz neyleyeceğiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!