Böler bir ses geceyi.
Zifiri karanlık, sus pus olmaktan çıkar.
Tedirgin oldular,
Gece kuşları. Gecenin sahipleri.
Gittikçe yaklaştı o ses bana,
Bu aşk bana göre değil…
Mutlu değilsin sen de: Hadi git!
Vazgeçemeyeceksin, hayat tarzından.
İşte ben onun için umutlarımı (sana bile) astırmam!
Anadolu’nun, çorak topraklarını,
Tırnaklarıyla süren;
Yüreği yas, elleri nasır tutmuş bir anne okudum,
Bir resim ve üç beş satırla gazetelerde…
Anlatıyordu: Kalakalmış elleri böğründe…
Ne baharı arar ne kıştan kaçarım.
Bundan böyle hazan mevsimi banadır…
Sararan yapraklar ruhumla savaşım.
Mülteci bedenimle dargınlığımdır…
Benim derdim sensizlik değil ki kontes.
Hazan mevsimi geldi:
İnat ettim,
Dolan gözlerime…
Ağlamamak için dudaklarımı ısırdım.
Gözlerimi biraz daha açarak
Bir gece vakti,
Hüzünler!
Kaçtığı karanlık mekanlardan
ve gönülsüz insanlardan,
bana gelmişlerdi.
Mehtabın iç gıdıklayan aydınlığında
Çırılçıplak toprağa uzandığının resmi çiziliyor hayalimde…
Uzun uzun, ıslak ıslak ve yavaş yavaş öpüşlerimi,
Gözü kapalı yaşıyorum bahar kokulu teninde…
Ve bir gülün meltemde sallanışı oluyor
İliklerime kadar aşığım,
Ciğerlerim hasret doldu,
Buğulanmış pencere gibi gözlerim.
Umutlarım koşmak ister sana doğru…
Kimse yaklaşmasın yanıma.
Damdan düşer gibi, tepeden tırnağa;
Aşık olmak istiyorum!
Sırılsıklam, öylece... Ve öylesine...
Seni seviyorum diyebilmek istiyorum.
Özlemimle, özgüvenimle...
Aşk delidir.
Bilirim…
Susarak özlerim!
Özledikçe umutlanır,
Umutlandıkça
Güzel,akışkan bağlamları harika şiirlerin tebrikler
Okuduğum şiirleriniz gayet güzel ve anlamlı.Selam ve saygılarımı sunuyorum,kalemininize ve yüreğinize sağlık .