Boynumuzda sübyan kavgaların vebali
Koynumuzda üryan sevdaların cemali
Baba yadigarı çalar saat misali
Gün ışımaz yarınlara kurdular bizi
Gün ortasında alenen vurdular bizi!..
Yağmur yağarken vuruldum
Yağmur yağarken bahara...
Yedi renkli kelebekti umutlarım
Soluksuz kanat çırpan
İsmi konmamış bir dal çiçekti sevdalarım
Yaralı dağ ceylanı ürkekliğinde ellerin
Dokunsam titriyorsun
Dudaklarımıza dolanıyor türkü soluğunda özlemler
Ben kirpiklerimle topluyorum yıldızları
Sen avucundaki güneşi yitiriyorsun!...
Ölüm dümen suyumuzda güdümlü torpil
Çığlıklar pruvamızda buz dağı
Karaya vurmuş umut
Dibe çökmüş ışık
Acılar üstümüzde balıkçı ağı...
Korkma küçüğüm
Korkma benden
Yırtılmış postalıma
Uzamış sakalıma
Perişan halıma bakma sen...
Emin ol gözlerinin ışığı çıkardı beni dağlara
Hayra alamet değil bu suskunluk
Avucumda boğum boğum ter
Alnımda yüksek gerilim hattı çizgiler
Hızarla doğranmış çınar misali bedenim
Gözlerim sönmüş fener
Kör olayım
Çıplak can doğmak isterdim
Süt kuzu körpecik...
Ne ağzımda emzik olmalı
Ne sarındığım cibindirik...
Ağladığım duyulmalı feryat figan
Ve güldüğüm bitimcik...
Biliyor musun anne şimdi ne haldeyim?
Mekân sessiz, zaman sessiz, ben sessiz
Bir yaprak bile kımıldamıyor yüreğimde...
Yer yerinden oynamış gibi
Tepe taklak dünya sanki
Şeklini şemalini yitirmiş her madde...
O’nu tanıdığımda altı yaşındaydım
Toprak damımızın duvarında asılıydı resmi
Ve etrafında tarihin gül yüzlü gençleri
Yıldızları çevreleyen ay gibiydi!..
Yaşları farklı da olsa
Farklı da olsa memleketleri
Sen olmasan ipin ucunda
Çektiğimde sen gelmesen bana
Sen olmasan yolların sonunda
Vardığımda, seni bulamasam karşımda
Beynimde çıkmazlar depreşirken
Lanetler ederek çaresizliğe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!