Deniz gece ılıman
Dost
Babacan…
Kafa dinlemeye bire bir sancılı zaman
Metropol uğultusundan eser yok
Bastığı kumun sesini duyuyor insan…
Göz göze gelirdik istemeden de olsa
İstemeden karşında mahçup bükülürdüm
Yaralardı beni zıt görüşlü militan bakışların
Tutunamazdım beylik silahların gölgesine
Kurumuş yaprak gibi avuçlarına dökülürdüm
Kaçınılmaz zorlu mücadele sonrası teslimiyet
Gel hele oğul
Böyle oğul...
İki çift laf edelim
Senle oğul...
Demedi deme sonra ha! ..
Benden söylemesi
Ahh can!
Dağlar duman
Halim yaman...
Söyle bana can
Söyle...
Senin de mi kır perçemlerine al kanlar bulaştı
Farkında mısın Fırat
Bu üzerimize oynanan kaçıncı oyun
Kaçıncı bahis misline misli girilen
Söylesene hangi yüzyılın tutulan yası böyle uzun
Hangi halkın yarası bu kadar derinden…
Kesmeseydi önümü taş duvar
Ben de koşmak isterdim gülüm
Nefesim kesilinceye kadar...
Kollarımı salardım rüzgarın akışına
Avurtlarımı yalardı ıslık sesinde hayat
Açardım yüreğimin tüm kapılarını
Sen yoksan
Tohum gövermez
Çayırlar büyümez
Öküz çifte koşmaz
Pulluk yeri eşmez
Toprak sürülmez...
Medet ya gurban
Çağır beni, öyle hasretim ki çiğdem kokuna
Çağır beni, gayrı dayanamam yokluğuna
Çağır beni, gel diyecek kadar yakınım sana...
Medet ya gurban
Düşününce memleketin halını
Acısı yürekler yakar mı yakar!..
Kimi çalar, kimi satar malını
Kimi de lal olur bakar mı bakar!..
Dost bağında kıran otlar türedi
Çözmek istiyorsan beni
Gözlerinle görme
Kulaklarınla duyma
Ve ellerinle örseleme bedenimi...
Bakir gülüşlerim çığlıklara boğulsun istemiyorum
Anlamak istiyorsan eğer beni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!