Çeşme başındayım uzak Ankara
Sevdiğim içimde o eski yara
Bir kuru ekmeğim olsa ne çıkar
Bir sevdanın yâd’ı düştü aklıma
Gözlerimde duman tüttü sevdiğim
Bazı sesler dokunuyor saklıma
Uzaktan turnalar öttü sevdiğim.
Hatırımda öyle gurbet yazıydı
Bizim aşkımız ılık yaz gibi
dalından sarkarken, iç çekip
uzanamadığımız kiraz gibi
bir katre düştü belki duamıza
umudumuz var, biraz gibi...
Kelimeler dürülür içimde
şafaklara düşer gözlerim
şafaklar dan ince bir kan sızar
aşkımı anlatsam başkasına
sahibi kızar...
dağarcığımda var yine ahu zar
İnsanları tanıdıkça
yağmura değdi göz yaşım
farklı baktım güneşe insanları tanıdıkça...
meyvenin tadı başkaydı, suyun tadı başka
insanları tanıdıkça...
Bir çınar ağacına yasladım sırtımı
insan ne arar
nazlı yar
tozpembe değil dünyam
biraz gri, mora çalar
kavrulmuş içimde bahar
dağların üstü hala kar
Issız bir köşede kalmışken ben
Ayak sesini alsam uzaktan
Sevdaya sürükler bir rüzgâr beni
Bir demet gül ki taze başaktan
gölgesi düşse içime gülüşlerinin
Artık üşütmez yağan kar beni.
Burda deniz martılarla düşmüş aşka
Adını maviye boyuyorum İstanbul'un
Boğazda dalgaların raksı bir başka
Yüzüne baktıkça doyuyorum İstanbul'un.
Süleymaniye'ye baktım galata'dan
İster istemez çekti beni içine, yar!
Havasına suyuna karıştım İstanbul'un
Her temaşasın da hayat var can var
Trafiğine bile alıştım İstanbul'un.
İzzet Allah'tan, Şeref Allah'tan
Ne bekleyeyim elden takdiri
Bir dua doğar, çekilen ah'tan
Yeter ki yürekler olsun diri
Arınır insan belki günahtan
Hicretin önderi gönlümün piri...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!