Şu gördüğün dağlarda
Kar hiç eksik olmazdı
Çeşme falan yoktu eskiden
Karlı suları doldurur
Kana kana içerdik
Toprak kokulu kırmızı testiden.
Sabahın en tatlı ışıklarıyla
Yarı uykulu kalkarak
Güneşin batıdan
Doğduğunu görsen
Ters tarafımdan kalkmışım
Ya da benim yatağımı
Çorak toprağın kalbine kan olur
Susuz inleyen köklere can olur
Bir damlasına insan hayran olur
Su damlasında her türlü hayat var.
Umutla beklenir gönül bağında
Yalancı bahar rüzgarları gibi
Masumca gözlerin kandırdı beni
İstemiyorsan ruhumdaki beni
İşte gönül kapım, çıkar gidersin.
Ne oldu sana, anlam veremedim?
Bak yiğenim;
Şu gördüğün söğüt kırk yıllık
Karşısında değirmen
Yanında tahtadan köprü
Arkasında koyak pınarı
Dört tarafında tozlu patika yolları
Sen coşkun, sert sularda
Dipsiz hayallere dalan
Ben çelik, buz gibi duvarlarda
En yarın fikirlerle dalaşan.
Hatırlar mısın?
Unutma;
Sevdası büyük olanın
Düşmanı çok olur.
Sakın;
Haddi aşanın
İştahım kesildi...
İnsan eti mi yiyorum?
Ne eti yediğim belli değil?
Bu ne tiksinti böyle
Bu ne bitmez çile...
Torosların nazlı yamaçlarına
Atıldı bir imza Göynükkışla'da
Gölcük yönünde esen rüzgarlara
Yazıldı kardeşlik Göynükkışla'da.
Nasır bağlayan yalnız yürekleri




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!