Bir elde bal, bir elde süt
Böyle aşk mektubu yazılmıyor Mevlüt
Biraz yokluk, biraz açlık olmalı
Yani kısaca insanda moral olmalı.
Yine bir akşam üstü
Şövalye umudu uzak yamaçlarda
Hüzünlendi çırpınan yüreğin
Acıklı bir filmin
En anlamlı müziği gibi
Rüzgar okşuyordu saçlarını
Bağrında sevda açan, şeker sözlü
İffetine sahip, mücevher özlü
Yuvasına bağımlı şahin gözlü
Osmanlı kadını, şimdi nerede?
Rabb'in yazdığına yarim diyecek
Koyu bir keder öperken denizi
Dipsiz boşluklara dalma, olmaz mı?
Tılsımlı gecede bulduğun izi
Aynı gece meşhur eyle, olmaz mı?
Avcı kör kurşunla vurur adamı
Ilık bir havaydı
Sabaha merhaba diyen
Hafiften bir yağmur
Islatırken yolları
Toprak kokusu
Hayat veriyordu
Biz sen'le ne badireler atlattık
Bu döngü hayatın yokuşlarında
Biz ne güdümlü sevdalar yaşadık
Zamanın ümit dolu kollarında.
Ruh barışımız, at başı giderken
Dört mevsimini yaşamadan
Bir ülke hakkında
Belirli şeyleri paylaşmadan
Bir insan hakkında
Karar vermeyin.
Bulutları yağmura dönüştüren
En koyu hüznü bir anda bitiren
Öteler edalı güzelden esen
Bir rüzgarın meşhur adıdır, Miraç.
Kabe’yi ve Kudüs’ü hatırlayan
Gözlerim takılır yeşil, serin ülkelere
Zannetme ki başım sağ selamet
Ve hayal hayal batarım mavi denizlere
Beynimde eser yok, kurtuluşa alamet.
Ben, başıyım bu güzide toprakların
Güz çehreli bir şehirde
Sayıları onu geçmez
İsteyene hep verir de
Kimseden bir şey istemez.
Onlar o kimselerdir ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!