Kekik kokulu sıra dağlarınla
Papatya renkli hoş ovalarınla
Tozlu yollarınla, kar sularınla
Sen, bitmeyen bir özlemsin Başkışla.
Hoyrat hoyrat esen toy rüzgarınla
İncir beyazı yalnız akşamlarda
Gönül yıkmaya gelmedik adamım.
Şu gölgelik, yalancı, koca dünyaya
Rahatlık için gelmedik adamım.
Umutlar bitmez dağlarımız kadar
Giydiğim her şeyden şikayet edin
Tahammül etmeyin beni görmeye
Kardeşlik bağını yıkın, mahvedin
Belli ki gücünüz çorap örmeye.
İster hep fakir görün ister hakir
Bir menekşe doğar toprak renginde,
Şefkat kanadını ger, adam gibi...
Bir söz vermiştin ruhlar aleminde,
Verdiğin sözüne dön, adam gibi...
Sevgiler ıslanır gönül tasında,
Gönül penceresine pusu kuran
Kirli hislerle karışık zanlardan
Tortu tortu biriken günahlardan
Bugün, Beraat etme zamanıdır.
Yenileyerek sözleşme akdini
Yıllarca ufkuna bakan gözlerim
Cemalini ister, canım efendim.
Seni anlatmaktan aciz sözlerim
Her an erimekte, canım efendim.
Hayat eksenimin sonsuz odağı
İhanetten uzak kalplere desen
En mesud rüzgardır yuvaya esen
Kör yalnızlığı bıçak gibi kesen
Nikah nedir, kimdir, bilir misin sen?
Şüphe barınmaz yürek dağlarında
Yıllarca taşısam seni sırtımda
Hakların ödenmez bilirim ana.
Sen helal etmezsen hakkını bana
Cennete girilmez, bilirim ana.
Cennet ayakların altında senin
Ayrılık deme bana
Ayrılmayı isteme benden
Ne kadar zorsa
Ölüyü çıkarmak kefenden
Bir o kadar zordur
Seni çıkarmak içimden
Aşka ket vurmaz mı, yalan atmak?
İnsana yakışır mı, insan çatlatmak?
Arsızı dile düşürür mü, anlatmak?
Çamurunda varsa aldatmak...
Sevgiyi öldürmez mi, hainlik yapmak?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!