Sığmadı kabrine gölgem
Üstüne toprak attıkça,
Bir yanı hep açıkta kaldı.
Ellerinden tutacak oldum,
Çukur büyüdükçe büyüdü gözümde.
El sallamak istedim,
Bildiğin yoldur en doğrusu
İflah olmaz, bu yolda nefsine danışan
Doğruyu bilse de asla söylemez
Yanlışın tadına bir kere alışan
Elin oğluydum ne de olsa
Sevecek ne var.
Neyime değer vereceksin ki!
Sen,
Sana benzeyenlerle berabersin
Ben,
Öğretmen nesildir, öğretmen hayat
Mutluluğun resmini yapabilendir.
Öğretmen umuttur, öğretmen şefkat
İnsana şeklini verebilendir.
Öğretmen demektir, sevgi ocağı
Beyaz bir kış gecesiydi
Eski aşkların numunesi
Gökyüzüne yayılan,sevdanın nefesiydi
Çok uzaklardan seyrediyordu, kader
Uykulu kavuşmalar
Bir madalyon var boynumuzda
Arkası göstermelik
Önü hakikat
Bin sevda beslemişiz koynumuzda
İlki göstermelik
Sonrası meşakkat
Sahi görebilecek miyim?
Otobüsün camına kafayı dayayıp
Dışarının zifiri karanlığına aldırmayıp
Baktığım heryerde
Kendimi görebilecek miyim?
Işıkları söndür
Kapıları kilitle
Yorganı aç bir elinle
Kapat gözlerini
Adımı sadece bir kez söyle
Sonra yanağına dokun
Ölüm de bir suçtur
En sevdiğine bile
Ben gidiyorum demeyerek
Mazeret midir ölmek?
Bu ateş başka ateş,
Tenimi değil, benliğimi yakıyor.
Yanmak sorun değil de,
Ya içerimdeki seni de yakarsam!
Kıyamam sevdiğim,
Kıyamam sana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!