Her yokuşun inişidir zor olan çün kendindir kendi başına kalan
Her düzlükte yük olursun arza bütün ağırlığındır sırtına konan
Ensende semalar göğsünde hava gözlerinde bin hayal binbir rüya
Yürü Sabri sen değilsin aşktır aşk zor yolları sevgiliye çıkaran
En güzel şarkıyı kuşlar besteler
Dağların perdesinden seher inerken suya
Kırlangıçlar hayatın kıyısında çığlık çığlığa döner
En güzel şiiri susan bir adam söyler
Aya karşı akşamları
Hüzün diz çöker
Meğer aşkın okunu atan tutarmış leylim
Vuslatın hayal oldu aşkın tufanmış neyl’im
Bir buselik canı vardı bütün şiirlerin
Ayrılık nazarı değdi gamzelerine
Gittin ve her şey bitti her şey bitti
Canı çıktı sevmelerin sevişmelerin
Bitimi yiyorum şimdi aşktan münzevi
Ölümü unutturur belki
Altmışından sonra resim kursları
Yetmişinden ileri assolistlik hayalleri
Sekseninde yazarlık sevdaları
Ölümü unuttururdu belki
Adem le Havvanın çocukları olan Habil ve Kabil arasındaki uyumsuzluk, bel ki de insanlar arasındaki ilk kutuplaşmanın başlangıcı olmuştur.Bunun da ötesinde insanı ayrılığa sürükleyen en temel ayrım, Adem'in yasak meyveyi yemesi, şeytan ve melek mücadelesinde insanın ilk defa şeytanın telkinlerine yenik düşmesinin prototipini oluşturur.Bu yasak meyva Kabil'e yasak olan kızkardeşken; Kabil şeytani bir hırsla bu yasağı çiğnemek için Habil'in kanını akıtmıştır.
İlk kanın akıtılmasından binlerce yıl sonra, iki kutuplu dünya örneği olarak, Troyanın şahsında Anadolu ve doğu toplumları ve Atinanın şahsında antik Yunan ve batı belirgin iki kutup olmuştur.Bu kutuplaşmanın sonucunda Troya kuyularına atılan binlerce kafa ve akan oluk oluk kan, batılıların insanlığa bakışını yansıtan önemli bir örnek olarak karşımıza çıkar.
Bundan önceki ve sonraki süreçlerde özellikle peygamberlerin şahsında Hak ve batıl mücadelesi süregelmiştir.Musevilerin yoluna çıkan Firavun ve İsevilerin yoluna çıkan Yahudiler ve Müslümanların yoluna çıkan cahiliye devri arapları ve islam toplumunun büyük devlet oluşuyla başlayan haçlı seferleri insanlar arasındaki kutuplaşmanın ana arterlerini oluşturur.
Osmanlının dünya hakimiyetini kazanması ile batılılar yine doğudan edindikleri bilgilerle Rönesansı gerçekleştirdiler.Rönesansla birlikte güçlenmenin ve zenginleşmenin yolunu arayan batılılar, makyevelist felsefe ile güçlenerek daha fazla kazanç elde etmenin yollarını aramaya ve keşfetmeye başladılar.Bu süreç klasik kapitalim teorilerinin üretildiği 1800'lü yıllara geldiğinde, nihai hedef, Osmanlı'nın şahsında islam toplumu olmuştur.
Osmanlı'nın yıkılışı ile 1500'lü yıllarda başlayan makyevelist süreç nihai hedefine ulaşmanın en kestirme yolunu bulmuş olmaktadır.
Böylece sömürgecilik ve emperyalizm karşısında, benzer emperyalistlerin hırsları hariç, belirgin bir güç kalmamıştır.Sanayileşme süreci ile batılı toplumlar dünyanın bütün zengin kaynaklarını sermayeye çevirmek uğruna, insanlığı hiçe sayarak, faaliyetlerini sürdürmeye devam etmişlerdir.Kapitalist dünya karşısında bir kutup kalmayınca sovyet rusyanın oluşumuna göz yumarak kendine yeni bir kutup yaratmıştır.Bu kapitalizmin batıl Hristiyanlıktan arındırılarak yorumlanmasından ibaret olan komünizmdir ki; Sovyet Rusyanın yıkılması ile bir ütopya olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Elimde karanlığa ait çizgiler
Dilimde bilmediğim ezgiler
İfadesiz kelimeler yazgılar
İstediğim bir şey var bir karanfil
Gül yokluğunda elimde tutabileceğim
Bir aşk olmalı evet asıl istediğim bu
Yağmur sonrası
Kuşlar ayini
Islak çimenlerde
Salyangoz gezisi
Nemli bir bankta oturmuş
Altı milyar yaşında bir su içtim
Her damlası hayat dolu sevinçti
Beş milyar yaşında ışık gözümü aldı
Suda güneş çoğaldı pırıl pırıldı
En güzel yerinde İstanbul'un
Dayamışım sırtımı bir ceviz ağacına
Bir kargalar tanır beni
Bir de sokak kedileri
Es bre! deli rüzgar!
Hışırdasın cevizin yaprağı
Sn.Özcan,
İki cümle herşeyi anlatabiliyor. Bileğinize sağlık :)
Salim Kanat
Çorum
Bay, 43
23.4.2006 20:12
Antolojinin atlanmadan mutlaka okunması gereken şairiyle karşıkarşıyayım dedim birkaç şiirini okuyunca sn Özcan'ın. Kendine has üslûbu, zevkli dili yanında mısralarına hem duygularını hem de bir büyük davayı sığdırabilen na ...