- İstanbul -
Yolların ortasında, aşka açılan meydan,
Denizin atlıları, kıyında kızıl mercan,
Dünyalara mehirsin, sana müptela cihan;
Yusuf yüzlü şehirsin, rüyalarda İstanbul.
Balkonlardan localardan seslenenler ey! ...
Lütfedip facialardan hislenenler(!) ..
Yetim elinden emeğin terinden
Kandan ve irinden beslenenler
Yakında gemiler yakılacak
Yalan kaleleriniz birbir yıkılacak
Fındığa gidiyorum dostlar
Beni bekliyorlar
Adıyamanlı kızlar,delikanlılar ve çocuklar!
Zayıf bedenler dallardan asılacaklar
Fındık kabuğunu doldurmayan bir umutla
Hayta babalarının kumar borcu var
''Dertli Dolap''
Yollara düştü Yunus…
Nereye gittiğini bilmeden..
Koynunda rüzgarın uğultusu,
'' Meneviş'e...''
I.
Gül! ... beyaz gülüşünden saçılır inciler
Lal dilim, yüreğimde bitmez sancılar.
Bırak beni
Bırak beni ey aşk
Git kendine yaraşır kahramanlar bul
Sıradan dahi değilim
Yük olmuşum kendime bile
Ne ayrılık acısı ne vuslat sevinci
Yunus'un dükkanını devraldım
Gül alırmış gül satarmış mübarek
Yağmalardan miras kalmış kayyuma
Gözgüsünde unutulmuş defteri
Baştanbaşa alacaklı zamandan
Açılmamış bir de sarı mektup var
Bir düş gördü Yunus;
Sağında buz solunda ateş yanar...
Bedeni büyüdü cehennemi bürüdü...
Asi kullar yerine bir ben yanayım dedi.
Cennetin kapıları birdenbire açıldı.
Ey güzelden de öteyi yaratan Tanrım! ?
-İz ve Toz-
Yusuf misal Taptuğun kapısında
Bünyamin’in tası Yunus’un urbasında
Günlerce yürüdü Yunus Sakarya kıyısında
Himmet isteseydim hikmet gelemez-miydi…
I.
Cam bilyeler yuvarlansa
Avuçlarıma aksa
Çocukluk günlerinden
O çocuk yine baksa
Sn.Özcan,
İki cümle herşeyi anlatabiliyor. Bileğinize sağlık :)
Salim Kanat
Çorum
Bay, 43
23.4.2006 20:12
Antolojinin atlanmadan mutlaka okunması gereken şairiyle karşıkarşıyayım dedim birkaç şiirini okuyunca sn Özcan'ın. Kendine has üslûbu, zevkli dili yanında mısralarına hem duygularını hem de bir büyük davayı sığdırabilen na ...