sevmekle sevmemek arasında
sevilmekle sevilmemek arasında
sevdim seni
sonra
ağlamakla ağlamamak
günahla günahsızlık arasında
yitirilmişliğimin
yollarında buldum seni
yıkıklığımın
en sitemli anında
tomurcuklar daha bir güzel açtı
güller daha bir güzel koktular
tanıdık bakışında bulutların
yağmurlar eteğini boşaltıyor
alkışları duyulurken rüzgarların
ben anadan doğma
ıslanıyorum
font face='Comic Sans MS' color='#002060' size='3'
Duygularım
Soyunursa çırılçıplak
Üşür her bir yanım
Ve çekilir kanım
Dönemem hayata bir daha geri
..................“Benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında”...
Kuru kalabalık, bak!
sen ne istiyorsun benden çocuğum
var da vermiyormuyum sanki
sen böyle karşımda boynu bükük
mahsun
ağladıkça istedikçe
ben kahroluyorum inan ki
izmarit artığı berbat anlarımda
yüreğim ağzımda
dönüşler gözlüyorum
beni soluyor çıldırasıya
ızbandut çocuklar
döşümde
niye yoksun?
yelkovan akrebin ardı sıra akrep yelkovanın
bir çift göz ışığına hasret tabut aralığından
bu sızılar bu ağrılar ah bu ateş basmalar
çerçevelik hatırına müzelik titreyen bu eller
duvara asılı kalsın
çiçekleri yazmak geldi aklıma
arıları, balları
sonra renkleri, renklerden mavileri
pembeleri, akları
vakitsiz sıkıntı nöbetlerinde
yine derinlerdeyim
bilmekteyim ben gibi
ne gecelerin hüznü sarar seni
ne de gün doğuşunun sahte mutluluğu
Kim bilir. Elinize sağlık .
"kim bilir?
sokaklarda yediğim bir simidin
neden bu kadar kutsal olduğunu" ellerinize, yüreğinize, kaleminize sağlık Saadet hanım.
Kaleminize ve yüreğinize sağlık… tebrik ederim severek okudum