Bana ömür boyu aşkım der misin
Alnımdan öpüp şefkat eder misin
Gözümün yaşını hep siler misin
Hoşgeldin dünyama göz nurum benim!
Ben sana kızınca sen güler misin
Tut elimden
Öyle tut ki, geçmişim silinsin...
Meydan verme kahpe kurşunlara
Meydan verme gözlerim vurulmasın
Meydan verme kurulmuş pusulara
Meydan verme saçlarım yakılmasın
Kanadı kırık kuğular misali
Göl kenarında taşlara sarıldım
Seller alıp götürdü hevesimi
Kuru ağaç gibi sallandım kaldım.
Rüzgar esti geçti, güneş gülmedi
Baş eğmem ben zorba kabadayılarına
Şiddete başvuran mafya babalarına
Kendisiyle böbürlenen yaratıklara
Rica ederim, sizler beni sevmeyiniz!
Baş eğmem ben o yüzsüz üçkağıtçılara
Ömrümün sonbaharındayım
Yaşam ağacımın yaprakları
Hoyratça koparıldı
Hücre özsularım
Dallarımdan
Dışarı akıtıldı
Çık git hayatımdan onurun varsa,
Gören gözler yalan söylemez asla.
Allah’a bıraktım, şikayet buysa
Rahat ol sevgilim, günahın yoksa.
Oturup konuşmak-neden acaba?
Dağ başında mazlumlar ağlar
Ateş düştüğü yeri yakar
Zalimler de gün gelir yanar
Sabret güzel mümin kardeşim!
Dünya malı dünyada kalır
En güzel derdim, en güzel sevdamsın
El alem bir yana, sen bir yanasın
Varsın yüreğim alev alev yansın
Dilimde duam, damarımda kansın
Sen bana gülünce ben gülüyorum
Ben yalnız seni sevdim
Hiç kimse için yanmadı yüreğim alev alev
Hiç kimsenin adını sayıklamadım sabahlara kadar
Hiç kimsenin uğruna göze alamadım ölümü
Hiç kimse acıtmadı kalbimi senin kadar
Maslar Tepesi yamacına yerleşen
Türk kavmi Manaflar soyundan gelişen
Aşağı Mahallesi ilk yurt seçilen
Kuruluşu böyledir benim köyümün
Camisi onarılmış minaresinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!