seher, vakitsiz idi bugün
ansızın kulağıma fısıldadı.
zorla götürmek istedi kendine
bir loş ışık, bir kapı...
dumanların tam ortasında
Geçmişinin derbederliklerini
geleceğin renklerine taşıyorum azar azar
sakın unutma! beklemeseydin beni
sevgime asla değmeyecekti nazar
Etrafımının yıkıldığı diyarda sarıldım sana
üzülsen üzülemezsin
görsen bir türlü baksan hiç düşünemezsin
uçar son kuşlar
sen bekleyemezsin
Birden tüttün gözümde
farklı bir gönülde
sana yabancı bir dilde...
Çilekeş bir flamenko ağıtına tav olmuştu kısmetimiz
sen endamımda dolaşırken
özleme konuktur yatsı
elinde kalır kırıksı saçı
kesiği yorgun
tutkusu siyahı
tel tel yoğrulmuş esansı
soluk alır gibi bakar
İnsan
içimizdeki yüzünden
öyle bir varlıktır ki
sonsuzluktaki en küçük noktada
ve noktadaki en büyük sonsuzluktadır
Ve uzaklardayım şimdi
sonsuz beyaza gömüldüm
tek hissettiğim
içimdeki gücüm
etrafımdaki
Siz hiç gördünüz mü
bir akrebin
vaktinden önce kendini soktuğunu
ya da dişi kurdun
doğurganlığını tutkusuna kanıt olarak sunduğunu?
sabah kayısıydı,
iççekmiş bir gözboyamasında
gözyüzü haritasından çıkartarak
yığdılar ortaya
ayakları üşümüş yıldızları
olmuştu bir kere adı
her güne gülümsetmek için başlar palyaço
ve özene bezene hazırlanır bu sihirli anlara
yırtık pabuçlarını giyer ve rengarenk elbisesini temizler
sadece işi güldürmektir onun
ve sadece güldürdüğünde mutlu olduğu sanılır...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!