Babam köyünden gidince
Hemen gel geri dediler
Aç kalırsınız şehirde
Boldur köy yeri dediler.
Geçen gün torunum Utkan’la beraber ona gelen kargoyu almak üzere ilçeye gittik. Bizi orada komşu köyden bir tanıdık gördü,
-Hocam köye kadar beni de alır mısın?
-Tabi tabi beraber gideriz, araba boş zaten
-Biraz bekle çay ocağından çantalarımı alayım.
06.02.2023
11 ilimizin ve geleceğimizin üzüntüsü
Yıkıldı dağlar, yarıldı faylar
Gürül gürül seslerle
Haydi kardeşim divana duralım
Bazen gerçek bazen hayal kuralım
Sonunda biz de karara varalım
Biz mi dünyadayız dünya mı bizde.
Adil Dedenin keyfi yerindeydi. Karanlık kışlık odadaki baş bucağa oturmuştu. Büyük oğlu kocaman çam kütüğünü ocağa atmış, kütük çıtır çıtır yanıyordu. Küçük pencereden dışarıya baktı. Dışarıda diz boyu kar vardı ama güneş açmış ortalık pırıl pırıl görünüyordu. Canı dışarı çıkıp dolaşmak istedi:
-Kocakarı benim yün çoraplarımı getiriver,
-Ne yapacaksın çoraplarını,
-Çoraplar ne yapılır, giyeceğim,
Sabah namazından dağılmışlardı. Sabahın havası çok güzeldi. Güneş doğmak üzereydi. Evlerine giderlerken bu gün yapılacak işleri düşünüyorlardı. Öyle ya ekinler olmuş, harman gelmişti. Harmana buğday saplarını yığıp döven sürmek gerekiyordu. Buğdayları tarlaya gidip orak ya da kosayla biçip deste yapıp öküz arabasına yükleyip harman yerine getirmek gerekiyordu.
Adil Dede evine doğru giderken (bu sabah namaza Ali hoca gelmedi uyanamadı mı yoksa hasta mı oldu) diye düşünüyordu. Gidip baksa mıydı acaba.. (boş ver çok erken rahatsız etmeyeyim sonra bakarım) dedi evine yöneldi. Köpekleri karabaş koşup gelmiş kuyruğunu sallayarak yılışıyordu.
-Beni mi karşıladın sen karabaş.. Diye ona laf attı. Avluya geldi, dama (ahıra) yöneldi, hayvanları çözüp severek dışarı çıkardı, orta çeşmeye doğru kovdu, güzelce suladı. Tekrar avluya doğru kovarak dama girmelerini sağladı, içeri giripte hayvanları bağlamadı (serbes dursunlar) diye düşündü, damın kapısını da açık bıraktı.
Köyümüzdeki evlerin hemen hemen hepsi ahşap kerpiç evlerdir ve ahırların üzerindedir. Ahırları (dam) temizlemezsek kokusu evlere gelir, pire olur. Onun için çok güzel temizlemek gerekir. Yer darlığından mı, kış korkusundan mı dam üzerine ev yapılmış bilmiyorum.
Bu bir şiir değil anı
Nasıl tanırsan tanı..
Havadan kara göründü
Yerdeki araca binindi.
Kar gibi yumuşak yüzeylerde gençlerin ayak izlerinin arkası batarmış, yaşlıların ayak izlerinin önü batarmış. Çünkü gençler arkaya basa basa yürürmüş yaşlılar öne eğilerek yürürmüş.
Alıntı
GÖNÜL ADAMI
Benden mutlu insan olmaz
Hep arka arka basarım
Kara çocuk bir ses duyarak uyandı. Yattığı yerde dikkat kesildi, bu ses nereden geliyordu. Aynı sesi duyunca sabah ezanının okunduğunu anladı. Esneyerek ve gerinerek yataktan kalktı. Tuvalete gitti. Abdest aldı, giyinmeye üşendiği için namazı evde kıldı pencerenin önüne oturdu. Dışarıyı seyre daldı.
Şafak vakti yavaş yavaş güne dönüyor her taraf aydınlanıyordu. Bahçedeki patlak çiçekleri beyaz beyaz görünmeye başlamışlardı. Kiraz ağacı gelin dibi bembeyazdı. Erikte renklerin her türlüsü vardı sanki. Kuşlar o daldan o dala ara kesme oynuyorlardı. Sesleri ortalığı çınlatıyordu.
-Guuk guguk guuk guguk
-duk guk duk guk
Bu sesi her duyduğunda ürperirdi Kara Çocuk. Guguk sesi hep derinden gelir gibiydi, sanki bir haber verecek gibi. Pencereyi açtı sesin geldiği yöne baktı ama kuşu göremedi. Guguk kuşundan erken kalkmıştı. Guguk kuşu erken öter. Bir hurafeye göre insan uyurken guguk kuşu öterse o yıl işler ters giderdi çünkü…
Rüzgarda uçuşan
Yapraklar dolaşiyor ayaklarım
Yardım istiyorlar
Bahar için benden
Adımlarımı yavaş atıp
Konuyu RECEP USLU hocamdan dinlediğim için,bıraktığı kederi de biliyorum.
Başınız sağolsun koca usta.
Mukadderat bu,karşı gelinecek,itiraz edilecek mercii yok ki,başvursak.
Şiiriniz zaten gereğini anlatmış.
Bir söz bilirim,sahibini bilmiyorum.
HİÇ KİMSE ÖLMEK İÇİN GENÇ DEĞİL ...
Çok güzeldi RECEP hocam.
Canlı canlı dinleyen birkaç şanslıdan biri olmaktan mutluyum.
Yüreğinize sağlık.