Nasıl gemidir bu
Gören haberli giden bihaber
Genç yaşlı dinlemez
Kamarasına alır gider
Ender Cennetteydi
Korkusuz bir yüreğin varsa
Güçlüyse kol kuvvetin
Gayret et
Vatan için
Milletin için
İnsanlık için
Ey alemlere rahmet
Ey nur güneşim
Ey Ahmed-i Mahmut
Ey yedi cihan peygamberi
Ey Nebiler Nebisi
Seni görmeye geldim
Bir eşek koştu
Sıpa ardından coştu.
İnek möö dedi
Boğa baktı
Katır ise canımı yaktı
Katır doğurursa dünya bozulacaktı.
Sakarya’nın etrafı bahçelik, bağlık
Üst yanında ise ormanlık, dağlık.
İkisinin arasında Osmaneli bulunur
Bilenlerden bilmeyenlere duyrulur.
Kuzeyden güneye gidenler
Çıktım bu akşam bir tepeye
Saldım düşüncelerimi boşluğa
Işıyan lambalar yol gösterdi
Kişiler gördüm,
Çalışkan,umutlu,güvenceli.
Korkmuyorum ölümden
Önce yaşamak istiyorum
Yaşarken sevmek..
Sevmek tüm insanları
Beni seveni, beni sevmeyeni
Hasan dağın ortasında çeşmesi
Ne hoş olur soğuk suyun içmesi
Köyde olur bulgur bilavı yemesi
Kuş da ötmez olmuş köyümde.
Asfalt yoldan ayrılarak gidilir
Bu İzmit,
Kargalardan çektiğini
Hiçbir şeyden çekmedi.
Öbek, öbek
Küme, küme kargalar…
Şehrin üstünden
Suya sabuna dokunma
Etliye sütlüye karışma
Pişmiş aşa soğan doğrama
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın
Bana ne Suriye’den, Mısır’dan
Konuyu RECEP USLU hocamdan dinlediğim için,bıraktığı kederi de biliyorum.
Başınız sağolsun koca usta.
Mukadderat bu,karşı gelinecek,itiraz edilecek mercii yok ki,başvursak.
Şiiriniz zaten gereğini anlatmış.
Bir söz bilirim,sahibini bilmiyorum.
HİÇ KİMSE ÖLMEK İÇİN GENÇ DEĞİL ...
Çok güzeldi RECEP hocam.
Canlı canlı dinleyen birkaç şanslıdan biri olmaktan mutluyum.
Yüreğinize sağlık.