Bir kurt çıkıp geldi ayağa kalktım
Hal lisanı ile konuştu bize.
Perişan halde idi haline baktım
Çıktı yavruları ağlaştı bize.
Belli ki aç idi yalvarıyordu
Hem topraktan hemde çağlar sudanız
Her gördüğün Hızır diye tutanız.
Süleyman Şah Kayı boyu boydanız
Hak adıyla karar veren toydanız.
Seven sevdiğini alır dost eder.
Ayrılık korkusu orada biter.
Bir güzelim var ki gönlümü tutar.
Zülfünün bir teli hali mahveder.
Her aşk ateşini içinde saklar.
Bir meclise girdim eyledim hitap
Lisanı şiveden, selam çıkardım.
Çalışın diyorlar okunur kitap
Alim kitabından ilim çıkardım.
Zikreyledim Bir’i iman güçlendi.
Türlü nimetlerin hepsi Hüda’dan
Mahlukat içinde kulda marifet.
Her telden geçiyor dildeki seda
Çağrışır içerden dilde marifet.
Kudretinden çekmiş kalemi güzel
İki bin on dört Mayıs’ın on üçü
Yas günümüz oldu yanar yüreğim.
Şu kara kömürün zehiri acı
Çaresiz bakarım ağlar yüreğim.
Yüreğimi söktüm attım Soma’ya
Gemi geldi iskeleye dayandı
Allah’a emanet olun Mehmetçik.
Kabardı dalgalar sular uyandı
Ummanın içinde yolun Mehmetçik.
Aktı gözüm yaşı kaynadı kanım
Mevlâna’da Şeb-ü aruz vuslatı
Hiç biter mi âşıkların hasreti
Tecelli eyledi hakkın nusreti
O büyük kapının pîri Mevlâna.
Şems-i Tebrizî’nin sensin ereni
Dövüne dövüne akıyor sular
Yol alıpta çağlaması Mevla’ya.
Birbirine bakan o yüce dağlar
Dereleri bağlaması Mevla’ya…
Çakılır bulutlar gürler delice
Resul’ün gülünü sevdik kokladık
İslam’ın sancağını çeken milletiz.
Yıktık Konstantini bendin yokladık
Küfrün kalesini yıkan milletiz.
Avrupa fesadı görmez hatayı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!