Uğradı yurduna kıtlık beteri
Çıktı gurbet ile yol oldu Yunus.
Taptuk kapısına çekti kaderi
Çağladı pınarı sel oldu Yunus.
Seyreyledi Yaradan’ın bekasın
İnandım ilk önce iman eyledim
Ebubekir Sıddık Muhammed’im ben.
Kurdu kuşu adalete bağladım
Ömer-ül Faruk Muhammediyem ben.
Utanır melekler hep cümle alem
Şu kara topraktan yoğruldu hamur
Alemlerin sen nurusun Muhammet.
Bir anlık vuslatın sineye ömür
Aşıkların mihmanısın Muhammet.
İki cihan sana oldu âmade
İnsan-ı kâmile Mevlâ ne vermiş?
Rahman’ı sıfatta alemdir mürşit.
Arz ile berzahın keşfine eğmiş
Zâhirle bâtında bağlamdır mürşit.
Bir nazar eylese eritir taşı
İslam’ı kendine uyduran gafil
Kur-an’ın yolundan sapmaz Müslüman.
Ahiret gününde olursun sefil
Gaflete kapılıp yatmaz Müslüman.
Allah’ın emrini, tanımaz beşi
Düşüne düşüne firgata oldum
Deli poyrazınan biçerden oldum.
Bir köşe başında oturdum kaldım
Dünyamı yitirdim naçardan oldum.
Olmadı dünyada bir gizli saklım
Fikredip düşünsen, akılda hatır
Allah’ı düşünmek, nefsine nadir
Yaradan Mevla’mız her işe kadir
Sanma ki kusurun kimse görmedi.
İnsanlık uğruna gönlün barışsın
Nasihat eylerim anlarsan eğer
Çok sivrilme kıvrılması zor olur.
Arif’in sohbeti dünyaya değer
Ağır taşı kaldırması zor olur.
Baş tutan yarayı açıp kaldırma
Nasıl şair oldun? diyorlar bana
Bir nazlı canana kul oldum aldım.
Tazimle kıyama dururdum ona
Serildim yoluna çul oldum aldım.
Çıktım yüce dağa gezdim belleri
Seven aşık sevdiğini yar eder
Girebilsen şu gönlümde neler var.
Dağlar yankılanır sesi zar eder
Koyun kuzusuna dertle meler var.
Aşkın şarabının sakiden içer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!