Rahim TAŞ Şiirleri - Şair Rahim TAŞ

Rahim TAŞ

Yüreksel Kriz
(Oyun 2 Perde)

Kişiler
Yaloy (40 yaşlarında)
Haspanaz (35 yaşlarında)

Devamını Oku
Rahim TAŞ

az önce geçti gördün mü
ananın bebesine sarıldığı gibi
ekmeğe sarılan
dizlerine kadar çamur
yamalı pantolonlu
sökük kazaklı

Devamını Oku
Rahim TAŞ

Ah Şu Kızlar

Akşam kar yağınca kapattı yolu
Sinesinde kaldı kolu kızların
Çeşmede kovayı yana koyarken
Üşüdü parmağı eli kızların

Devamını Oku
Rahim TAŞ

Karakatür

Çok kral bir adamdı kral. Evlendirildi geçince tahta. Yaştı oturduğu tahta. İktidar hırsıyla doluydu kraliçe. Bir erkek doğuramadı ama tahtanın öteki ucundaydı, soydu kralı.

Tekrar evlendi kral. Güzeldi ama bakımsızdı kroliçe. İbrik ile şarap testisini hep karıştırırdı. Bir erkek doğurdu. Hazineyi boşalttı krol, soydu kralı.

Devamını Oku
Rahim TAŞ

Geleceği Gelmiş Bil


bak
başağa durmuş
nadastan kurtulan yüreğinin

Devamını Oku
Rahim TAŞ

“Göz göze gelemiyoruz gözümüzün önündekilerle”

Böyleydi O Zamanlar

Ben çocukken, yetmişli yılları gösteriyordu takvimler. Atlarımız değnektendi, çamurdandı oyuncaklarımız. Beyaz bezden köyneklerimiz, basma şalvarımız vardı evde dikilirdi, beli lastikli. En az dört yamalıydı gündeliklerimiz, iki dizde iki arkada. Yeni dikilenleri bayramlara saklardık. Yazın naylon ayakkabı giyerdik, kışın kara lastik, amma kokardı, Üstümüzde, kaçmış tül çorapların ipliğinden örülme süveter kazaklarımız vardı, rengârenk. Üşüdüğümüzde ellerimizi kol yerinden sokar ısınırdık, boynumuz bükülü halde. Ya burnumuzda donardı sümüğümüz ya da muşamba gibi olurdu kollarımız, burnumuzu silmekten. Bez parçası taşıyanımız da vardı mendil diye, divitinden, basmadan öylece kesilmiş. Ceketi, kabanı çok sonra öğrendik ve öğrendikten çok sonra giydik. Bayramlarda memur çocuklarına özenir bacaklarını keserdik şalvarlarımızın, kısa olsun diye.

Devamını Oku
Rahim TAŞ

Aşk Budur İşte

Herkesin başına gelmiştir mutlak
Bülbül güle düşer aşk budur işte
Kalpte yara olur akılda çatlak
Yaşlar göle düşer aşk budur işte

Devamını Oku
Rahim TAŞ

Kanlı Çeyiz

Saçlarımı parmaklarına yatırdığım
Bir el gezindi tenimde
Şefkatten şehvete çığır açtı bedenimde
Canım yandı,

Devamını Oku
Rahim TAŞ

Bakkal Gazinin İntikamı

Bir zamanlar evlerin üst üste değil, yan yana yapıldığı, kapıyı açtığında komşusunu görüp selam veren, hal hatır soran, bir birini çaya, kahvaltılara, yemeğe davet eden, tenceresindeki aşını bölen, hastasını kendi hastası, ölüsünü kendi ölüsü gibi bilen insanların yaşadığı bir mahalle varmış. Bu mahallenin muhtarı, her şeyi bilen, danışılan akil adamı, dükkânı adres verilen, herkese veresiye verip ama parasını bazen hiç alamayan, benzen geç alan, ama yine de kimseden bir şey esirgemeyen, çocuklara şekerleri çoğu zaman bedava veren Gazi adında bir bakkalı varmış. Mahalleli hem birbirleriyle hem de Bakkal Gazi ile gül gibi geçinip, mutlu bir şekilde ve birbirlerine destek vererek yaşarlarmış.

Bakkal Gazi bir gün dükkânın önünde sigarasını tellendirirken, çocukların ellerinde bayramda el öperek topladıkları para ile geldiğini görür. Bayram yeni bittiği için, çocukların şekerden bıkmış olacağını düşünmüş ve çocuklara dağıtmak üzere bir kutu sakız almak için içeri girmiş. Dışarı çıktığında çocukların dükkânı geçip gittiğini görmüş ve arkalarından “nereye gidiyorsunuz” diye bağırmış. En arkada kalan zayıf çelimsiz küçük çocuk “aşağıya yeni bir dükkân açılmış, her şey varmış, merak ettik bakmaya gidiyoruz Bakkal amca” demiş. “Kim açmış, sahibini tanıyor musunuz” diye sormuş Bakkal Gazi, çocuk ise “Migiros mu mikrop mu öyle bir şeymiş adı” deyip hızla uzaklaşmış. Bakkal Gazi, “bu da nerden çıktı şimdi, bu mahalleye bir dükkân yetiyordu, başka yer mi yoktu” diye söylene söylene dükkânı kapısını bile kapatmadan çocukların peşlerinden gitmiş. Gitmiş ama ne görsün, Migiros öyle bir dükkân açmış ki, kapıları bile kendi kendine açılıp kapanıyor. Camdan içeri bakıyor, sadece şeker ve sakız yokmuş, domates, sigara, içki, kap kacak, giysi bile varmış. “Herkes kendi kısmetini yer” diyerek dükkânına dönmüş.

Devamını Oku
Rahim TAŞ

Cinzelzele

Uyuyordu sarsıntı başladığında
Ayaklandı
Dar geldi beyaz çadırı boğuluyordu
Yardım istedi

Devamını Oku