Şu yalan dünyaya geldim geleli
Özge elden özge yar bulamadım
Yaralandım al kanlara boyandım
Elimin kanını yur bulamadım
Dostun zülüfleri destedir deste
Yanlış fetva ile yola gidilmez
Arif isen bu manadan fark eyle
Eğri hacet ile metah dokunmaz
Üstat isen endazeni derk eyle
Maşuk olan aşıkına düş gelir
Viran bahçelerde bülbül öter mi
Gönül eğlencesi gül olmayınca
Merhemsiz çiğ yara pişer biter mi
Bir gerçek veliden el olmayınca
Nefse uyan Hakk'a uymuş değildir
Aç artık dost kollarını
Gel ey dostum yavaş yavaş
Yol karlık gözüm görmez
Gel ey dostum yavaş yavaş
Haydar-ı şah senin adın
Hak yarattı Muhammet'i nurundan
İnsan olan gelir nura çevrilir
Çark kurulmuş dolap daim dönmede
Mansur olan gelir dara çevrilir
Bir sürçmede at ayağı kesilmez
Kahpe felek sana n'ettim n'eyledim
Attın gurbet ile taşımı felek
İbtida gülmeyen sonra güler mi
Akıttın gözümden yaşımı felek
Ben feleği gördüm elde var iken
Önüme bir çığır gelgi
Bir ucu var şar içinde
Arifler dükkanı açmış
Ne ararsan var içinde
Gir dükkana pazar eyle
Ali'm gelir diye karşı giderler
Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim
Bindiği Düldül'ün mehdin ederler
Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim
Ayağına altın nallar çaktırmış
Bir nefescik söyliyeyim
Dinlemezsen neyliyeyim
Aşk deryasın boylayayım
Ummana dalmağa geldim
Ban Hak ile oldum aşna
Kalktı havalandı gönülün kuşu
Uçmayınca gönül yardan ayrılmaz
Suyum ısıtsalar tenim yusalar
Yunmayınca gönül yardan ayrılmaz
Ustalar getirin tabutum çatsın
"Şu ellerin taşı, hiç bana değmez,
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni !"
Kalleş hızır
Breh breh