Kusurlarıma dolanmak isteyen
Silik yazgılar ensemde .
Tırmanıyor boynuma
Pençesi keskin bir berduş
Aralanan tüller ardında
Sağır bir manzara
Sen,pişmanlıklar içinde karalarken gününü
Ben,umutlar dileniyorum yarınlardan
Olmayan bir şiir gibi,kaybolurken aklımdan
Bulmak istiyorum tırnaklayarak geçmişi
Değerini bilmediğin rüyalarının sebiliyim
Bir nehrin kıyısında
Bir sokak arasında
Eski bir köprünün boynunda
Sinirden küp olduğun yerlerde andım seni.
Bir karanfil kokusundan aldım
Yine geliyorum kapına
Kurak bir çöl gibisin
Yumuşak ve tozlu sözcüklerin
Geçiyorum bildiğim tüm adreslerinden
Ağır yenilgiler alarak
Engellerin yalnız bana
Sevgilim
Sesin gönül dağından bir ateş
Dingin ruhunu yansıtan
Yalnızlığım çöl tozlarına sarılan
Sana kadar meltemsiz,,
Düşümde rüzgâr eser,hep aksini siler
Bir yanım tutuşmuş,aynı derde yanmaktan
Bildiğim kadar sevmişim de sensizliği
Anladığım kadar da susuyorum
İletim bozuldu, anlatamadım kendimi
Şuracıktaki insanlara konuşamadım
Ufkuma çöreklenip kaldı ellerin
Ellerin yersiz,ellerin yurtsuz
Ve soğuk ellerin
Bu koyu bulutlar içinde
Nemli ve kederli hünerlerime dokunur...
Şuur zaafiyetiyle
Şiirlerimin bitmesine de az kaldı..
Sevildim de ipe sapa gelmez bu yoklukta..
Yazdım da hiç durmadan.
Taşınmalıyım buralardan..
Yoruldum hasretin diliyle dilenmekten
Umudun ellerinde yitip tükenmekten
Kabusu gündüze,hayali geceye ilmekten
Sonsuzu çağırmaktan soldu günlerim
İçimde şahlanıyor,irem bağlarının özlemi
Yeşil bir güne uyanmışız
Dalından koparılmış bir gamze gibi
Hafif sağa kaydırılmış gülüşümüz
Derin ve samimi hisler göğsümüzde
Sabahın ilk secdesi niyetiyle,
Ömrümüz,geçen her mevsimdi aslında..
Sağlık, esenlik ve 2024'ü aratmayan bir yıl dilerim,
Sevgi, saygı, muhabbetle...