Bir tepede açmadan başını ağaç
Aykuşağı gecenin içinde sesi
Bir salkım kuştur sonbahar onda
O ağaç mıydı ilk ateş düştüğünde
Sıyrılır sıyrılmaz gövdesinden
Önce gözdük, çoğalmış binlerce göz
Dişlenmiş çavdar gibi
Diken artığı toprak sürmesinden
Yaprak saçıydık taşlarda
Öptük sırtını ürperdi dağlar
Ustam,
Bana nektar sundu
Soluklandı genç yüreğim
İlk kez değil
-İlk kez değil-
Benim atım rahvan gider
Rahvan gider sunağına
Toynağında göz yarası
Yüzler kayıp anılarda
Önce renkler belirdi odamda
Sonra sabah girmişti
Hiç unutmam
Tam uyandığım andı
Gün saati mi, kum saati mi
Neydi bilmiyorum
DERS1
Atlaslarda tuzlu tuzsuz gölleri
Belletirler uzun değnekleriyle
Sanki karınca yuvası
Daracık kahverengi çizgiler
Gir içeri sevdiğim, ıslanmışsın
Gidenleri yolcu etmiş
Kendini yarılamışsın
Saatin bu yüzden mi durdu
Bunun için mi
Katmerli güller içinde
Birşeyler söyle, baştan söyle, durdur beni
Rüzgar kapıda bak, tozu dumana katar
Hazırım yola çıkmaya
Şapkalar uçuyor, güvercinler uçuyor
Çayırların, hendeklerin, ağaçların üstünden
Evlerden birinde dikiş makinası işler de işler
Kim çağırdı beni kim, acele etmeliyim
Ateşin alazında sesini duydum
Rüzgar yok bahçede, yapraklar dingin
Dağlar köklerini toplayıp denize inmiş
Bulut sağdı, yağmur şakırtısı yok
Gümüş çilli mehtapla çizilen ışık
Bahar dediğin bir top sarı mı
Yeşil mi, yoksa vurgun mu
Hiç mi hiç, geldi mi hep
Bir olasılık dönenir durur
Ölmeden dirimi hiç yaşamadık ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!