dünya tersine döndü
ayaklar yere değmiyor
ki artık yürümek imkansız
kanatlanıp uçmak gerek
gökyüzünde...
şair olmak gerek...
Sensizlik ve sessizlik!
Ağlattın gittin be ağam
Keşke diyesim geliyor, susuyorum
Isıttığın yüreklerden sana
Paha biçilmez bir kefen dikiyorum
yine bir gece vakti
uyku tutmuyor gözlerimi
binbir düşünce zihnimde
kaç koyun saydıysam nafile
olmuyor, uyuyamıyorum
Saat bir, iki, üç,....
hava kirliliğinden bıkan kelebek
ömrünün yetmeyeceğini bilse de
kenti -İzmit'i- terkeder
mutlak ki
bu büyük bir cesarettir
ve mutlak ki
sorular var zihnimde
muhatabı belli değil
kime sorsam yanıt verir
ama hiçbiri aynı değil
aklım karışır
kendi yanıtımı bile unuturum
tarıyor ellerim mezar taşını
tel tel ağarmış ak saçlarını
öpüyor gözyaşlarım
dudaklarım ağlıyor
dökülüyor damla damla
ağıtlarım...
güvensizlik hali
sarınca gökyüzümü
kararır yüreğim
yağmur damlası olur
kara-denize doğru
akar giderim
iki odalı, eski
ahşap köy evi
hatırladın mı beni?
şubat’ın yirmisiydi
gelmiştim ya sana
bin kilometre öteden
rüzgarım ol
iklimden iklime
taşı beni
insan bulana
ermiş olana değin
gezdir...
zaman, kelimelerle küs
hatta savaş halinde
sert darbelerle
mısralardan
kan akıyor kan...
kelimeler çaresiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!